MHP lideri Bahçeli, 1 Ekim TBMM açılışında DEM Partililere elini uzatıp verdiği mesaj sonrasında MHP Grup Toplantısı’nda bir çağrıda bulunmuş ve ve şunları söylemişti: “Türk ve Türkiye Yüzyılı’nda terörü sıfırlamak, millî birlik ve beraberliği çelikleştirmek amacına matuf ikinci hüküm cümlem şöyledir: Teröristbaşı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere de sesleniyorum: Şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa gelsin Meclis’te DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın.
Ne Kandil ne de Edirne, adres İmralı’dan DEM’e uzansın, bu ağır ve tarihî terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız; vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız.
Üçüncü hüküm cümlem de şu şekildedir: Diyarbakır annelerinin sessiz çığlığı duyulmalı, evlatlarıyla buluşmaları sağlanmalı, hepsinin yüzü güldürülmeli, sorunun kaynağı olanlar harekete geçmelidir. Barışçıl yollar varken teröre müracaat melanettir, ihanettir, cinayettir, canavarlıktır. Türk milleti bölücü terörle yaşamaya mecbur değildir. Kürt kardeşlerim, gelin bir olalım, beraber olalım, aramıza girmek isteyenleri, bozgunculuk yapanları tarihin çöplüğüne gönderelim.”
Aslında MHP lideri Bahçeli ilk adımı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bugün yaşadığımız hadiselere baktığımızda, bir millet için iç cephenin ne kadar mühim olduğunu çok daha net görebiliyoruz. Milletimizi esir alma, bizi hedeflerimizden koparma, kendi iç sorunlarımızda oyalama planlarının en kritik safhasını daima iç kalemizi çökertmeye yönelik hamleler oluşturmuştur." söyleminden sonra attı.
Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı vurguyu tekrar tekrar yaparak "Biz milletçe birliğimize ve beraberliğimize sahip çıkarak iç cepheyi sağlam tuttukça ne terör örgütleri ne de onları besleyip semirterek üzerimize salan şer güçleri emellerine ulaşamayacaktır." dedi.
Bu noktada 30 Ağustos’taki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘iç çephe’ vurgusu ile işaret fişeğini yakması sonucu MHP lideri Bahçeli, atılabilecek en ileri adımı atarak Türkiye’nin terör meselesini çözme adımı atılmış oldu.
Yine bu çarşamba günü TBMM’deki AK Parti Grubu’nda konuşan Erdoğan, ‘’Meşru sınırlar içinde kalmak şartıyla ülkemizde sivil siyasetin önü ardına kadar açılmışken yedeğine terör örgütünü alarak hiç kimse siyasetçilik oynayamaz. Nitekim Sayın Bahçeli’nin, Cumhur İttifakı’nın ortak siyasi vizyonunu yansıtan tarihî çağrısından sonra hem Kandil’den hem DEM Parti’den gelen ilk açıklamalar her iki yapının da hâlâ aynı kafada olduğuna işaret etmiştir. Bu kafanın mutlaka değişmesi gerekiyor. Açık konuşmak gerekirse karşımızdaki tablo, çok da umutlu olmamıza izin vermiyor. Tüm bu zorluklarına rağmen ülkemizin millî güvenlik ve diplomasi öncelikleri çerçevesinde sadece bugüne değil, geleceğe odaklanan uzun menzilli bir perspektifle neler yapılabileceğini mütalaa ediyoruz. Geçmişte ne dedim? Silahları gömeceksiniz, silahları gömdüğünüz anda bizim için her şey sizlerin önünü açmaktır. Ama siz silahları gömmez, hâlâ her yerde bombaları patlatmaya devam ederseniz bu devletin eli de sizin omzunuzda olacaktır. Bölgemiz kan deryasına dönmüşken devletimizin her türlü riske karşı gerekli tedbirleri alması 85 milyona ve gelecek nesillere karşı vazifesidir. Milletimiz müsterih olsun. Bu tartışmaların hiçbiri de terörle mücadelemizde en küçük bir zafiyete yol açmayacaktır. Terörle mücadelemiz son teröristi ortadan kaldırıncaya kadar devam edecektir.’’
Daha önce de defalarca ‘’Terörle mücadeleden taviz vermeyeceğiz.’’ açıklaması yapan Erdoğan’ın, yukarıdaki sözlerinden de anlaşılacağı üzere MHP lideri Bahçeli’nin çıkışı ve Erdoğan’ın ‘iç çephe’yi güçlendirerek ‘terörsüz tam bağımsız ve güçlü Türkiye’, tüm bunlarla birlikte değerlendirilmesi gereken hususlardır.
Bazıları ‘’ Cumhur İttifakı bitti, bitiyor.’’ gibi yorumlar yaparken bu köşeden hep ‘’Cumhur İttifakı’nın etle tırnak gibi birlikteler.’’ şeklinde yorumlar yapmıştık.
Şimdi bu açıklamaları yanlış değerlendirenler, Bahçeli’nin çıkışını gerektiği gibi okuyamayanlar oluyor. Ama nihayetinde MHP lideri Bahçeli’nin çıkışı, hem Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve milletinin hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önünü açan bir çıkıştır.
Erdoğan’ın da bu çıkışlara kayıtsız kalmadığı, yaptığı açıklamalardan anlaşılıyor.