Önceki kavimlerin Allah’a isyan etmeleri, peygamberlerine karşı çıkmaları, yeryüzünde büyüklenmeleri, gururlanmaları, hak sızlık, ahlâksızlık, zulüm ve haktan ayrılmaları bâtıl ile iç içe olma ları nedeni ile nasıl helâk olduklarını Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerim’de bildirmektedir. Acaba Allah Teâlâ önceki kavimlerin başlarına gelen olayları, musibetleri, nasıl helâk olduklarını bize niçin, niye bildiriyor, bizimle alâkası ne? Onlar gelmiş geçmiş kavimler ve hâdiseler.

İşte bunların sebebini Allah (c.c.) Kur’an’da bizlere bil dirmektedir: “Andolsun onların (geçmiş peygamberler ve ümmetlerinin) kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler vardır. (Bu Kur’an) uydurulacak bir söz değildir. Ancak kendinden öncekilerin tasdiki, her şeyin açıklaması, iman eden bir toplum için bir rahmet ve bir hidâyettir.” (Yusuf, 12/111) “De ki: Yeryüzünü dolaşın ve (sizden) önce yaşamış olan (günahkâr)ların sonlarının ne olduğunu görün: Onların çoğu müşrik idi (Allah’tan başka varlıklara veya güçlere ilâhî sıfatlar yakıştırmışlardı).”(Rum, 30/42) Yani, onlar maddî refaha ve güce taptılar.

Böylece bütün mânevî değerleri yitirdiler ve sonuçta kendi kendilerinin helâk olmasına sebep oldular.“Allah katından dönüşü olmayan bir gün (kıyâmet günü) gelmeden önce yönünü dosdoğru dine çevir! O gün insanlar bölük bölük ayrılacaklardır. Kim inkâr ederse, inkârı kendi aleyhine olur. İyi işler yapanlara gelince, onlar da (cennetteki) yerlerini sırf ken dileri için hazırlarlar. Zira Allah’a inanıp iyi işler yapanlara kendi lütfundan karşılık verecektir. Şüphesiz O, kâfirleri sevmez. Andol sun ki Biz senden önce kendi kavimlerine nice peygamberler gönderdik de, onlara açık deliller getirdiler.

(Onları dinlemeyip) günaha dalanların ise cezalarını hakkıyla vermişizdir. Mü’minlere yardım etmek de Bize hak olmuştur.” (Rûm, 30/43-47) Helâk olan kavimlerin bazı ortak özellikleri: Allah’a ortak koşmak, O’nun emrine uymamak, peygambere ve mü’minlere karşı çıkmak, onları hak yolundan vazgeçirmek için baskı ve zulüm yap mak, haksız yere büyüklenmek, insanları sömürmek, sapmalar, gayr-i ahlâkî tutum ve davranışlar. Bunlar helâk olan kavimlerin helâk olmasına sebep olan hususlardır. Önceki helâk olan kavimler mutlaka doğal sebeplerle gelen âfetler neticesinde cezalandırılmışlardır (deprem, sel, fırtına vs.). Günümüzde aşırı giden ve eski kavimlerin işlediği suçları işleyen toplumlar da benzer yöntemlerle cezalandırılabilirler.

Âyet ve hadislere baktığımızda doğal âfetlerin sebepleri şu şekilde sı ralanabilir: 1. Günahlardan Dolayı: Helâk olan kavimlerin, günahları yüzünden cezalandırıldıklarını yukarıda âyetlerle belirttik. Başa gelen musibetler günahlardan dolayı da olabilir. 2. Bir Uyarı ve İbret: Sadece seller, depremler değil; diğer musibetler ve üzücü olaylar da ibret için olabilir. “Bizim onlardan da ha önce nice nesilleri helâk etmiş olmamız kendilerini yola getirmedi mi?

Halbuki onların yurtlarında gezip dolaşırlar. Bunda elbette ki akıl sahipleri için nice ibretler vardır.”(Enbiyâ, 21/128) “İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden, karada ve denizde fesad belirdi, ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler.” (Rûm, 30/41) Allah (c.c.) insanların yapmış oldukları kötülüklere karşı dün yada iken bir kısım musibetler vermekte, bu gafl etten, kötü gidi şattan vazgeçmeleri için bir ikaz, uyarı olsun.

Olur ki kötü gidişat tan dönerler. Bu uyarılara aldırmazlarsa asıl cezanın âhirette olaca ğını âyetten anlıyoruz.