İnsanlığa hidayet rehberi ve model şahsiyet olarak gönderilen Rasûlullah (s.a.s.)’in nezaketi bizzat Kur’ân-ı Kerim’de şöyle bildirilir: “Allah’ın rahmetinden dolayı sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı kalpli olsaydın, şüphesiz senin etrafından dağılıp giderlerdi.”  (Âl-i İmrân, 159)buyurulur. Burada yumuşak davranışın, nezaketin önemi dikkat çekicidir. Böyle davranmanın Allah’ın rızâsına ve Peygamberi’nin ahlâkına muvafık olduğu anlaşılır. Diğer taraftan kaba ve katı kalpli olmanın insanlar tarafından hoş karşılanmayacağı, itici bulunacağı da âyet-î kerimede teyit edilmektedir.

Peygamberimiz, insanların en nezaketlisiydi. O ashabına nezaketiyle örnek oldu, insanlara inceliği ve güzel ahlâkı tavsiye etti. Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurur: “İnsanlara, güzel ahlâkla muâmele edin.” (Tirmizî, Birr 54) Çünkü Peygamberimiz şefkat, merhamet sahibiydi; nezaket ve yumuşak davranışı tercih ve tavsiye ederdi.

Rasûlullah (s.a.s.)’in yanında büyüyen Hz. Enes (r.a.), onun nezaketini şöyle anlatıyordu: “Allah Rasûlü yolda bir kimseye rastlayıp onunla konuştuğu zaman, o kimse dönüp gidinceye kadar yüzünü ondan çevirmezdi, önce kendisi dönüp gitmezdi. Birisiyle tokalaştığı zaman, karşısındaki elini çekinceye kadar o elini çekmezdi (ve yüzüne bakardı). Hiçbir zaman onun dizlerini, yanında oturan kişinin dizlerinin önünde görmedik.” (İbn Mâce, Edeb 21)

Hz. Peygamber, insanlarla iyi geçinmiş, onlara güler yüzle muamele etmiş ve onlara tatlı sözlerle karşılık vermiştir. Ashabını da bu konuda uyarmış, Müslümanı çevresiyle iyi geçinen, kendisi ile hoş geçinilebilen, diğer insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimse (Müslim, İman 66) olarak tarif etmiştir.

Hz. Âişe (r.anha)’nın bildirildiğine göre, Rasûlullah (s.a.s.) herhangi bir kişide hoş olmayan bir duruma veya söze muttali olduğunda 'filana ne oluyor ki şöyle diyor? (veya yapıyor)' demezdi, 'bazı kimselere ne oluyor ki, şöyle şöyle diyor (veya yapıyor)lar?' buyururdu." (Ebû Dâvûd, Edeb 5)

Peygamberimiz hata yapan kişiyi rencide etmemek için, onun ismini kullanmadan,  nezaketle davranıp hatanın duyurulması ve düzeltilmesi için ‘bazı kimselere ne oluyor ki, şöyle şöyle diyor (veya yapıyor)lar’? demiştir.

Hz. Peygamber insanlara çok iyi davranır, onları inciltecek, üzecek söz ve davranışlardan kaçınırdı. Aynı hassasiyeti, nezaketi aile bireylerine ve akrabalarına karşı da göstermiştir. Kur’ân-ı kerim’in “Onlarla iyi geçinin.” (Nisâ, 4/19)  emrini aile hayatında da en güzel şekilde uygulayan Hz. Peygamber, bizlere de güzel örnek olmuştur.  Enes b. Malik şöyle demiştir: “Aile fertlerine Hz. Peygamber’den daha fazla merhametli (güzel geçinen) bir kimse görmedim.” (Müslim,  Fedail 63)

İbni Abbas (r.a.) ’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.s.) Abdülkaysoğullarından Eşecc’e: “Sende Allah’ın sevdiği iki özellik vardır: Yumuşak huyluluk ve acele etmeden sabırla hareket etmek  (Müslim, Îman 25) buyurdu.

Yumuşak başlılık ve nezaket insanlarla iyi geçinmeyi sağlayan güzel bir huydur. Hz. Peygamber'in şefkat ve merhameti, hayatının her döneminde açıkça görülür. Kabalıkları nezakete, olumsuzlukları müspet ve güzele çevirmiştir.

Hz. Âişe (r.anha)’ın bildirildiğine göre Rasûlüllah (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ kullarına lutufkârdır. Onlara her işte kolaylık gösterilmesine memnun olur.” (Buhârî, İstitâbe 4)

Yine Aişe (r.anha)’den rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Allah kullarına karşı daima kolay ve yumuşak olanı yapar onlar hakkında yumuşak davranır. Her işte ve tüm kişilere karşı yumuşak davranılmasını sever ve memnun kalır. Katılık ve zorla yapılana ve başka işlerde vermediği sevabı kolaylık gösterilerek yapılan işlere verir.” (Müslim, Birr 77)