Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, PKK’lılarla yaptığı görüşmeler sebebiyle önce gözaltına alındı; sonrasında da yapılan sorgulama sonucu savcılığın talimatıyla tutuklandı.

Ahmet Özer, Toros Üniversitesinde rektör yardımcısı iken 2015 yılında HDP’den Van milletvekilliği aday adaylığı için başvurmuş birisi.

O tarihte HDP aday listesinde Ahmet Özer kendisine yer bulamamıştı. Bir arkadaşım Ahmet Özer ile ilgili dikkatimi çekmişti, ben de gözlemledim. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in, Ekrem İmamoğlu adına örgüt ve HDP/DEM’lilerle son gelişmelerle de anlıyoruz ki PKK ile de iş birliğini sağlayan isimlerden birisi olduğu gözüküyor.

Ahmet Özer, başta PKK’nın üst düzey isimlerinden olan Remzi Kartal dâhil PKK’lılarla 700 kez telefonda görüşmüş.

Gözaltına alındığında aracındaki kasadan 350 bin dolar para çıkmış. Bir belediye başkanı aracında neden o kadar para taşır? Birisinden rüşvet mi almıştır ya da başka bir amacı mı vardır? Varsa nedir?

Akademisyen kökenli bir belediye başkanının yanında bu kadar para…

Belli ki başka zamanlarda da bu kasada para trafiği olmuş.

Ben ilk kez aracında para kasası taşıyan birisini duydum.

Çirkin işler…

CHP’nin daha önce belirlediği Esenyurt Belediyesi başkan adayı Ali Gökmen adaylıktan çekilmiş; yerine ise Ahmet Özer aday yapılmıştı. Ahmet Özer’in, Mersin Akdeniz belediye başkanı olacakken Esenyurt’a alınması da bir projenin sonucudur. Nitekim, Ahmet Özer’in adaylığını DEM Eş Genel Başkanı Tuncay Bakırhan ‘’Kent uzlaşısı kapsamında belirlendi.’’ diye taa o zamanlar söylemişti.

Bir taraftan PKK’lılarla sürekli bir görüşme trafiğinin olması, diğer taraftan kaynağı şaibeli paraların olduğu bir kasa…

Nereden bakarsanız bakın ‘tutarsızlık’.

Eski Van Milletvekili ve eski Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik "Esenyurt Belediye Başkanı Sayın Ahmet Özer, saygın bir bilim adamı ve onlarca kitabı olan bir aydındır. Sabahın köründe gözaltına alınmasını doğru bulmuyorum. 10 yıllık bir takipten söz ediliyor. Bu arkadaş, belediye başkanı olmadan rektördü. Rektörken görüşmek suç değil mi? Niçin şimdi?" diye soruyor.

Evet, neden şimdi? diye sorulabilir. Ancak bu, Ahmet Özer’i saygın bir isim yapmaz. Bu gibi insanların üniversitelerde ne kadar genci zehirlemiş olabileceklerini de düşünecek olursak o da ayrı bir soru işareti olarak karşımıza çıkar.

Hem FETÖ hem de PKK’nın üniversitelerdeki uzantılarına bakacak olursak da hâlâ ‘diri’ olduklarını, hâlâ örgüte adam devşirdiklerini rahatlıkla görebiliriz.

Her zaman söylediğimi tekrar söyleyecek olursam; üniversitelerde hâlâ FETÖ ve PKK, oldukça etkin pozisyondadır.

Hüseyin Çelik ismine gelince konuştuklarına bakarsanız kendisini dünyanın en temiz ve en dürüst adamı olarak görebilirsiniz.

Ancak öyle değil.

AK Parti’nin Van’daki oy kaybının temel sebebi Hüseyin Çelik ve ailesinin Van’daki usulsüz yaptıkları işlerdir.

Nitekim, o dönem Hüseyin Çelik’e Van’da çok tepki olunca kendisi Gaziantep’e kaydırılmıştır. Ancak orada da bir başarı hikâyesi yazamamıştır.

Millî eğitim sistemine yaptıkları başka bir tartışma konusu ama oradaki iş yapış tarzı da hayatı da oldukça enteresandır.

CHP’nin terörle imtihanı

1991 yılında da silahlı terör örgütünün uzantısını TBMM’ye sokan parti CHP’den ayrılmış SHP idi. O zaman olduğu gibi sonraki süreçte de PKK terör örgütüne meşruiyet kazandırma çalışmalarını hep CHP yaptı. Bugün de aynı şekilde devam ediyorlar. Esenyurt, bunun şu anki gördüğümüz örneği.

Tekrar CHP’nin ‘kent uzlaşısı’ uygulamalarına dönecek olursak Ahmet Özer gibi çok isim olduğunu görebiliriz.

Bu açıdan da bakılacak olursa Türkiye’deki PKK’sından DHKP-C’sine dek bu tür silahlı terör örgütlerinin tamamına nefes aldıranın sürekli CHP olduğunu söyleyebiliriz.