Türkiye’de çok partili siyasal hayatımızın başlangıcından beri siyaset, ağırlıklı olarak iki siyasi kimlik üzerinden gidiyor. Sol, laik, sosyalist ve liberal eğilimde olanlar, CHP ve türevi olan partilerde kaldı. Milliyetçi muhafazakârlar ise Demokrat Parti, Adalet Partisi, MHP, Anavatan ve DYP gibi partilerde kaldı.

Adalet ve Kalkınma Partisi, 3 Kasım 2002’den beri milliyetçi muhafazakâr merkezin temsilcisi olarak varlığını sürdürüyor. Türk milliyetçisi ve ülkücülerin temsilcisi olarak da Milliyetçi Hareket Partisi öne çıkıyor.

CHP ve o gelenekten gelen partilerin oy oranları, yüzde 30 ila 35 arasında değişiyor. Bugün de aşağı yukarı o oy oranlarına yakın bir seviyede olduklarını görüyoruz.

Merkez milliyetçi muhafazakâr partiler ise ilk çıkışlarında oy oranı ya da temsil olarak yüzde 50 civarından oy almıştır.

Demokrat Parti ilk çıkışında yüzde 55 oy almış, Adalet Partisi ilk seçiminde yüzde 35, ikincisinde yüzde 52 oy almış, Anavatan Partisi ilk çıkışında yüzde 45 oy almış, Adalet ve Kalkınma Partisi ise ilk girdiği seçimlerde yüzde 34 oy alıp sonraki seçimlerde oy oranını yüzde 49,8’e kadar çıkarmıştır. Zaman zaman oy oranının düşüp arttığı da olmuştur.

Bunca geçmiş zaman seçim sonuçlarını ve partilerini neden yazdım? Bugünlere bir çıkarsama yapmak için yazdım.

Aslında daha da detaylandırılabilir. Ancak temel olarak Türk siyasal hayatında merkez partilerin, ilk çıkışlarında oyların büyük bir bölümünü aldıkları takdirde iktidar olabildiklerini görebiliyoruz.

Yukarıda yazdığım; Demokrat Parti’den başlayıp AK Parti ile devam eden çok partili siyasal hayatımızdaki hikâye de hep böyle.

2018 seçimi öncesi büyük iddialarla kurulan İYİ Parti, 2018’de yüzde 10 alabilmiş, İYİ Parti adayı Meral Akşener ise sadece yüzde 7,3’te kalmıştır. İYİ Parti, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde ittifak ortağı olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemiş, oy oranı olarak da yüzde 9,7’de kalmıştır. Nitekim o dönem yaptığım yorumlarda, ‘’İYİ Parti’nin göreceği son seçimler olacaktır.’’ demiştim. Ancak Müsavat Dervişoğlu’nun genel başkan olması, siyasetteki kısmi boşluk İYİ Parti’nin de belli oranda tutunduğunu gösteriyor.

Konumuz İYİ Parti değil. Öncelikle partilerin bugünkü oy oranları ve İYİ Parti’den ayrılarak Anahtar Parti’yi kuran Yavuz Ağıralioğlu’nun oy potansiyelidir.

Partilerin oy oranları nasıl?

AK Parti, yerel seçimlerden sonra ilk kez CHP’nin önüne geçerek yüzde 32,6’ya ulaştı. AK Parti, ekonomik sıkıntılar sebebiyle ve hepsinden öte ücret adaletsizliği sebebiyle emeklilerin tepkisinden dolayı oy oranını düşürmüştü. AK Parti seçmeninin bir kısmı dönmüş gibi duruyor; ancak önümüzdeki süreçte izleyeceği siyaset, oy oranının akıbetini belirleyecektir.

CHP, yerel seçimlerde ulaştığı yüzde 37,5 oy oranından sonra bunu sürekli düşürerek yerel seçimlerde tepki oylarını alsa da iktidara alternatif olmaktan uzak gibi duruyor. Şu anki oy oranı ise yüzde 31,9.

MHP’nin, Türk siyasetinde kritik anlarda belirleyici olan MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin teröristbaşı Öcalan ile ilgili çıkışından sonra büyük oy kaybı yaşayacağına dair yorum yapanlar oldu. Ancak durum hiç de öyle görünmüyor. MHP’nin oy oranı hâlâ 8,4 olarak görülüyor.

İYİ Parti, yerel seçimlerde bir ara yüzde 2-3 gibi rakamları görmüş olsa da son bir iki ay içerisinde biraz toparlamış gibi duruyor, şu anki oy oranı yüzde 6,3.

DEM Parti oy oranı da yüzde 8,2 olarak görülüyor. Bir süredir düşüş trendinde olan DEM Parti’de, kayyım atamalarından sonra bir miktar oy artışı oldu. Önümüzdeki süreçte DEM Parti’de ciddi çatlaklar çıkabilir, izleyip değerlendireceğiz.

YRP ve Zafer. Bu iki parti, tepki oyları ile zaman zaman oy oranlarını artıran ve düşüren partiler. Zafer Partisi, göçmen karşıtlığı üzerinden bir siyaset inşa ediyor; ancak burada da oy maksimizasyonun sadece yüzde 2,5 civarında olduğunu görüyoruz. YRP ise AK Parti’ye tepki duyanların tercih ettiği bir parti idi. Urfa Büyükşehir Belediye Başkanı Kasım Gülpınar’ın da istifasından sonra oy oranı yüzde 2,7 olarak karşımıza çıkıyor.

Büyük Birlik Partisi de yüzde 1’ler civarında oyu olan bir parti. Cumhur İttifakı içerisinde ve yüzde 1, yüzde 1,5 arasına sıkışmış durumda. İlerleyen süreçte Sivas gibi il belediyelerinde Erenler, Hendek gibi ilçelerdeki belediyecilik performansı ileriki serüveninde belirleyici olacaktır.

TİP’in de yüzde 1 ila 2 bandında bir oy oranı ile kendine yer bulduğunu, son seçimdeki oy oranı ve her ay yapılan araştırmalarda gözlemliyoruz. Sosyalist sol seçmenin bir kısmı, kendisini DEM Parti’den ayrıştırıyor. TİP’in aldığı oylar da bunun göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.

A Parti’nin oy oranı ne ve bundan sonra ne olur?

Yukarıda Demokrat Parti’den AK Parti’ye kadar verdiğim örnekler ve en son olarak da İYİ Parti’nin oy oranları üzerinden yaptığım değerlendirme, aslında A Parti’nin potansiyelini ortaya koymak içindi. Eğer merkezde bir çıkış yapıyorsanız öncelikle siyasette bir boşluk olacak ve o boşluğu dolduracak bir siyasal zemininiz olacak. Şu an ülkücü milliyetçi çizgideki siyasetin sahibi MHP ve burada daha önceki girişimleri olan partiler MHP’nin önüne geçemedi. A Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, daha önce BBP ve İYİ Parti içerisinde siyaset yaptı. Belagati ile konuştukları çoğu zaman alkışlandı. Şu an geldiğimiz noktada A Parti’nin oranının, binde 9 olduğunu görüyoruz. İleriki süreçte bu oy oranını artırabilir mi? Bu mümkün. Ancak öyle yüksek oranlar olmayacak gibi, ilk veriler bize bunu gösteriyor.

A Parti, aldığı oyların önemli bir kısmını İYİ Parti’den alırken YRP’den de hatırı sayılır bir oy aldığı gözüküyor. Önümüzdeki süreçte A Parti, belki bir yerlere ‘anahtar’ olmak için adım attı. Ama işinin olukça zor olduğunu da söylemek gerekiyor.

Şu an Türk siyasetinde, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın varlığı merkezi dolduruyor. Başka hiçbir siyasi aktöre de alan açmıyor. Yakın zamanda da açmayacak gibi duruyor.