Her camide bulunan duvarlardaki Arapça Hz. Ebubekir, Hz.Ömer, Hz. Osman ve Hz.Ali  levhalarını göstererek: ‘Kaldırın bunları! Kışlalardaki cami ve mescitlerde Arapça hiçbir levha olmayacak, tespihleri de kaldırın. Burada sadece Kur’an-ı Kerim den başka hiçbir şey olmayacak. Ayrıca Kışlalardaki cami ve mescitlerde ezan okunmayacak. Mesai saatlerinde de cami kilitli olacak’ Şeklinde emirler verdi ve camiden çıkarak tekrar mutfak denetlemesine devam etti”

İşte 28 Şubat döneminde banka yönetim kurullarına girerek hortumlanmasına yardımcı olan generallerden bir tanesi olan ve Türkiye’nin en önemli Kuruluşu olan Milli İstihbarat Teşkilatının yıllarca yöneticiliğini yapan Koman gibi askerlerin yol açtığı facialar çoktur. Bir daha böyle bir saygısızlığa fırsat verilmemesi gerekiyor.

Bu darbeci generallerin bir kısmı, FETÖ’nün askeri ve sivil yargıda etkin elemanları tarafından aklanarak hiçbir ceza almadan ölüp gittiler. Yaptıkları çirkin ve hukuk dışı eylemler yanlarına bu dünyada kar kaldı. Ne yazık ki yıllar süren yargılamalar sonucunda müebbet hapis cezası alan diğer generaller de benzer şekilde hiçbir ceza almadan “müebbet tatil cezası!” ile günlerini geçiriyorlar.

Yıllarca mahkeme kapılarında bu generalleri cezalandırmak için mücadele eden benim gibi emekli askerler ise infaz kurumlarının görevlerini savsaklaması nedeniyle sadece makale yazıp hükümeti ikaz ederek sonuç almaya çalışıyoruz. Maalesef hiçbir ilerleme kaydedebilmiş değiliz. Devlet resmen bu müebbet tatil cezası alan generaller aracılığı ile bizimle alay ediyor. Demek ki hesabımız ruz-i mahşerde görülecek.

Bu vesile ile inşa edilmekte olan ve kışlalarda mevcut bulunan camilerde uyulması gereken usul ve kurallar; Türk örf ve adetlerine göre yeniden tanzim edilmesi lüzumu vardır. Aksi takdirde aklına estiği gibi karar alıp ibadethanelere girerek terör estiren komutanlardan kurtulamayız.

Her şeyden önce ister denetleme ister başka bir nedenle olsun cami ve mescitlere ayakkabı ile girilmesi engellenmelidir. Gerekirse galoş bulup ayağına geçirmeli fakat asla secde edilen yerlere ayakkabı ve çizme ile basılmamalıdır.

Cami ve mescitlerde günde beş vakit ezan okunması gereklidir. Buna hiçbir kişi engel olamaz. Keyfi tutum ve davranışlardan sakınmak için talimat ve yönetmelikler hazırlanmalı ve bütün askeri birliklerde uygulanmalıdır.

Bahsettiğimiz bu mesele çok mühim olup Milli marşımızda şu şekilde geçmektedir:

Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli:

Değmesin ma’bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!

Bu ezanlar-ki şehâdetleri dînin temeli

Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.