Samsun'un Vezirköprü ilçesi, binlerce yıllık tarihin izlerini barındıran bir hazine. Bu hazine, uzun zamandır bilim insanlarının dikkatini çekiyor ve kazı çalışmalarıyla her geçen gün daha da derinlemesine anlaşılıyor. Evet bahsettiğimiz yer, Hititlerin kutsal şehri Nerik'in izlerinin sürüldüğü Oymaağaç Höyüğü.

Hititler, Anadolu'nun derinliklerinde kurulmuş bir uygarlık olarak bilinir. Ancak bu uygarlığın kalbine, inanç dünyasına ve günlük yaşamına dair çok fazla şey öğrenmemizi sağlayacak bir şehir henüz tam anlamıyla keşfedilmemişti: Nerik. Bu kutsal şehir, Hititler için büyük bir öneme sahipti çünkü hava tanrısına adanmış tapınaklarıyla biliniyordu. İşte Oymaağaç Höyüğü'nde tam olarak bu şehri ortaya çıkarma umuduyla yürütülen kazılar, adım adım bu gizemi çözmeye yaklaşıyor.

Oymaağaç Höyüğü'nde süren kazılar, tam 19 yıldır devam ediyor. Uşak Üniversitesi ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin katkılarıyla yürütülen bu çalışmalar, âdeta bir zaman yolculuğu sunuyor. Kazı ekibi, bu yıl temmuz ayında başladıkları çalışmaları kasım ayına kadar sürdüreceklerini belirtiyor. Kazı Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Ali Yılmaz, buradaki yerleşimin günümüzden altı bin yıl öncesine yani Kalkolitik Çağ’a kadar uzandığını söylüyor. Burası sadece Hitit dönemine ait değil; Erken Tunç, Geç Tunç ve Demir çağlarına ait izler de taşıyor.

Ancak asıl ilgi çekici olan, bu yıl kazılarda elde edilen çivi yazılı tabletler. Şu ana kadar bulunan 27 tabletin üzerinde Nerik ismi geçiyor. Bu tabletler, şehrin coğrafi unsurları ve özellikle tapınağın bir bölümünü tarif eden Dahanga adıyla dikkati çekiyor. Tabletlerde bahsedilen bu Dahanga, Nerik’in kutsallığını ve Hititlerin inanç dünyasındaki yerini daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Yıllardır bu kutsal şehre dair elde edilen her veri, Nerik’in varlığını kanıtlar nitelikte. Dahanga’nın adı tabletlerde sık sık geçiyor, bu da Nerik’in etrafındaki dinî yapılar hakkında bize önemli ipuçları veriyor.

Bu tür keşifler yalnızca arkeolojik bir bulgu değil, aynı zamanda medeniyetimizin derinliklerinde bir köprü oluşturuyor. Samsun Kültür ve Turizm Müdürü Cemal Almaz'ın da belirttiği gibi, Oymaağaç Höyüğü her bir santimetrekaresiyle âdeta bir medeniyetin izlerini taşıyor. Kazılar sırasında ortaya çıkan her buluntu, Anadolu’nun binlerce yıllık tarihine ışık tutarken aynı zamanda bu toprakların ne kadar önemli bir kültürel mirasa sahip olduğunu da gözler önüne seriyor.

Kazılardan elde edilen bulgular, Samsun Müzesi'nde sergileniyor ve ziyaretçilere Hititler'in kutsal şehri hakkında fikir veriyor. Bu tabletler, Nerik’in coğrafyası, tapınakları ve günlük yaşamını tanımlayan birer kılavuz niteliğinde. Dahanga isminin tekrar tekrar karşımıza çıkması ise tapınakların kutsallığı ve Nerik'in Hititler için ne denli önemli bir şehir olduğunun altını çiziyor.

Önümüzdeki yıllarda daha fazla bulgu elde edilecek mi? Nerik'in tüm gizemleri bir gün çözülür mü? Bunu zaman gösterecek. Ancak şunu biliyoruz ki Oymaağaç Höyüğü'nde yapılan kazılar, tarihe açılan bir pencere. Her yeni bulgu, bizi geçmişin derinliklerine götürürken Hititler'in inanç dünyası ve kutsal şehirlerine dair yeni bir hikâye anlatıyor.