Svastika, tarih boyunca farklı kültürlerde iyi şans ve bereketin sembolü olarak bilindi. Ancak, bu sembolün Adolf Hitler tarafından benimsenmesi, onun tarihsel anlamını köklü şekilde değiştirdi. Bugün, svastika denildiğinde akla gelen ilk şey, ne yazık ki Nazi Partisi'nin ırkçı ideolojisi ve onun getirdiği korkunç sonuçlar oluyor.
Svastikanın kökenlerine baktığımızda, arkeologlar bu sembolün izlerine Hindistan’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Çin ve Amerika kıtalarına kadar uzanan geniş bir coğrafyada rastladıklarını ortaya koyuyor. Zamanla pek çok kültürde farklı anlamlar kazanmış olsa da bu sembolün geçmişteki iyi şans ve koruma anlamı, günümüzde karanlık bir çağrışım haline dönüşmüştür.
‘Svastika'nın keşfi
19. yüzyılın sonlarına doğru, Alman Arkeolog Heinrich Schliemann, Homeros’un ünlü eseri İlyada'da geçen Troya’yı bulmak üzere Türkiye'nin Ege kıyısında bulunan Hisarlık Höyüğü’nde kazılara başladı. Bu kazılar sırasında yalnızca Troya’nın kalıntılarını değil, aynı zamanda 1800'den fazla svastika örneği de keşfetti. Schliemann’ın bu bulguları, sembolün yeniden gündeme gelmesine ve dünya çapında yeniden popüler olmasına neden oldu. Ancak bu popülerlik, sembolün tarihsel ve kültürel bağlamından koparılarak sadece bir estetik unsura indirgenmesine yol açtı.
Aryan milliyetçiliğinin yükselişi
1900'lerin başında, svastika yalnızca bir iyi şans sembolü olmanın ötesine geçerek Aryan milliyetçiliği ile ilişkilendirilmeye başlandı. Bu dönemde, Aryan kavramı, öjenik düşüncelerle birleşerek bazı grupların kendilerini üstün ırk olarak tanımlamalarına olanak sağladı. Schliemann’ın keşifleri, milliyetçiler tarafından Aryan kimliğinin bir sembolü olarak yeniden yorumlandı. Bu yeni bakış açısı, Nazi Partisi’nin yükselişiyle daha da güçlendi ve svastika, artık sadece bir sembol değil, aynı zamanda bir ideoloji hâline geldi.
Nazi sembolü olarak svastika
Adolf Hitler, 1920 yılında svastikayı Nazi Parti sembolü olarak benimsedi. O dönemde, bu sembol zaten çeşitli milliyetçi ve ırkçı gruplar tarafından kullanılıyordu ve bu durum Hitler’in dikkatini çekti. Nazi propagandası, svastikayı güçlendirmek amacıyla sembolü kamuoyunda yaygın hâle getirdi. Joseph Goebbels, 1933’te yaptığı bir düzenlemeyle svastikanın izinsiz kullanımını yasaklayarak onu Nazi yönetiminin simgesi hâline getirdi. Bu dönemde, Leni Riefenstahl’ın propaganda filmlerinde bile svastika önemli bir yer tutuyordu; bu da sembolün, dönemin toplumsal ve siyasal yapısındaki etkisini gözler önüne seriyor.
Günümüzde svastikanın anlamı
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Almanya’da svastika ve Nazi selamının kamu kullanımına yasak getirildi. Ancak bu yasak, sembolün tamamen ortadan kalkmasını sağlamadı. Günümüzde, özellikle beyaz üstünlükçü gruplar tarafından sıkça kullanılan svastika, antisemitizmin sembolü hâline geldi. Bazı tarihçiler, bu sembolün yeniden ortaya çıkmasının, geçmişin izlerini silmenin ne kadar zor olduğunu vurguladığını belirtiyor.