Saraçhane projesinin tetikçileri, bu hafta iki kötü haberi birden aldılar. Biri, Devlet Bahçeli’nin sağlığının yerinde olması. Diğeri, Trump’ın USAID adlı ajanlık şebekesini kapatması.

Konu ne olursa olsun kavganın da bir ahlakı var. Rekabette üç şeye dokunmak ahlaksızlık sayılır: Özel hayat, aile ve sağlık. Siyasi planlarını rakibinin hayatını kaybetmesi üzerinden yapmaksa izahı güç bir sefillik.

Cumhur İttifakı kurulduğu günden beri hem Erdoğan hem de Bahçeli’nin sağlığı üzerinden sürekli bir dedikodu kazanı kaynatıldı. Bu işleri tezgâhlayanlar önceleri sadece FETÖ’cülerdi. Ancak daha sonra kazan genişledi, her türden muhalefeti de içine aldı. Hatta 2019’da FETÖ’cüler “Devlet Bahçeli öldü.” diye söylenti yaydığında, işe ABD de dâhil oldu. ABD’nin Ankara Büyükelçiliğinin resmî hesabı, firari bir FETÖ’cünün X’te Bahçeli’yi tehdit eden mesajını beğendi.

Yani FETÖ, “Öldü, ölmediyse de öldüreceğiz.” diyor, ABD devleti de buna resmen destek veriyordu!

Daha sonra ABD’den “yanlışlıkla oldu” şeklinde, hiç de inandırıcı olmayan bir açıklama geldi. Sonuçta, TCG Muavenet’i de “yanlışlıkla” vuran ABD’den söz ediyoruz! Belli ki o zaman da “Devlet Bahçeli öldü.” diye dedikodu çıkaranların temenniden öte bazı girişimleri vardı.

Bahçeli’nin son rahatsızlığı yine tam da aynı tipleri heyecanlandırdı. Ama bu sefer arkalarında ABD yok. Yok derken, fiziki anlamda yok, gerçekten yok… “Köpeklerin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı.” sözü var ya hani, gökten hiç kemik yağmamıştı ama ABD’den arada bir geliyordu. İşte bu sefer ABD’den gelen mama da kesildi…

Dedik ya, Trump, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) adlı kuruluşu kapattı. Bakmayın adında kalkınma falan yazdığına, asıl işi sağda solda darbeler, turuncu devrimler yaptırtan, ülkelerin iç işlerine karışan bir CIA organizasyonundan söz ediyoruz. Başta NED ve Soros olmak üzere bu kirli işleri organize eden şebekelerin ana gelir kaynağı işte bu USAID. Yani USAID Soros’a veriyor, Soros da dünyadaki dallı güllü ekibe dağıtıyor!

Ufak tefek bir paradan söz etmiyorum. 1 triyon doların üzerinde, akıl almaz bir rakam söz konusu. Para alanlar arasında BBC, Reuters, Guardian gibi sözde “tarafsız” yayın kuruluşları, iyilik meleği gibi ortalıkta gezen Hollywood ünlüleri, şarkıcılar falan bile var!

Ukrayna’daki Maidan darbesi bu paralarla yapıldı. Macaristan’da Orban’ın karşısındaki “altılı masa” muhalefeti aynı şekilde fonlandı. 

Gürcistan, Kolombiya, Peru, Moldova, Belarus… Elinizi nereye uzatsanız altından bu USAID’in parası çıkıyor.

“Peki ya Türkiye?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim…

Hiç Türkiye’yi boş geçerler mi? Türkiye’de USAID’den doğrudan veya dolaylı olarak para alan çok sayıda kişi ve kuruluş var. Bunların bazılarını tesadüfen ortaya çıkan ABD belgeleri sayesinde biliyoruz. Büyük bölümü ise hâlâ muamma. Ancak şu kadarını kestirmek güç değil: Türkiye’deki son muhalif dalganın organizasyonu büyük oranda ABD’den gelen bazı kaynaklar ile yapıldı. Şimdi bu kurum kapanınca malum tetikçi takımının mama kabı da boş kalacak; çünkü en önce siyasi projenin kendisi fon sıkıntısı yaşayacak.

Rusya’da ve ABD’de uzun süredir yürürlükte olan yasalar, yurt dışından yardım alma işine sınırlama getiriyor. Bu şekilde para alan kuruluşların bunu devlete bildirmeleri lazım. Bizim yasalarımızda ise çok fazla boşluk var. Türkiye’de yurt dışında para alanlar kendilerini kolayca gizleyebiliyorlar. Bunun için şimdi Trump’ın, USAID belgelerini ortaya saçmasını bekliyoruz.

Bizler heyecanla, bazıları ise korku içinde…