Televizyon, 20. yüz yılın en etkili aracı olarak kendini göstermiştir. Evimizin baş köşesine yerleşen televizyonun eğitici, öğretici ve eğlendirici bir araç olduğunu inkar etmek mümkün değil. Eğitim sanat ve iletişim alanlarında faydası var, şüphesiz. Televizyon dünyaya açılan bir penceredir. Televizyon dünyada olup bitenleri anında evimize getirmektedir. Televizyonun çocuk açısından hem yararlı, hem zararlı sonuçları söz konusudur.
Doğru kullanıldığı takdirde televizyon, çocuğun zihinsel gelişimine ve dil gelişimine olumlu katkılar sağlayan, eğlendirirken öğreten önemli bir araçtır. Doğru zamanda, doğru programlar, aşırı izlememek kaydıyla çocuğun gelişimine olumlu katkı sağlar. Televizyonda seyredeceği programlarda seçici davranmak ve televizyon izleme süresini sınırlı tutmak, uyulması gereken ana ilkelerdir. Televizyonu bir araç olarak düşünürsek, önemli olanın bu aracı kendimize iyi hizmet eder duruma getirmek olduğu ortadadır. Bunun için hem program yapımcılarının hem de izleyicilerin dikkatli davranması özel bir önem taşır. Televizyon sürekli izlendiği takdirde, çocuğun akranlarıyla olan ilişkilerini, böylelikle sosyal gelişimini olumsuz etkiler. Ayrıca sürekli ekrana bakan çocuğun, zamanla başta göz olmak üzere çeşitli organlarına zarar verir. Okul öncesi çocuklar için en fazla bir saat, okul çağı çocukları için ise iki saatin altında bir süre, televizyon seyretmek için yeterlidir. Televizyonun zararları yanında birçok faydaları da vardır. Önemli olan çocuğumuzu, bu cazip aygıttan yararlanırken dikkatlice yönlendirmektir. Güçlü ve müspet yayın yapan TV kanallarının tercih edilmesini sağlamaktır. TV bir vasıtadır.
Bu sihirli kutu yerinde kullanılmazsa çocuklarımız üzerinde olummsuz etkilleri ile gençliğimiz ve bütün insanlarımızı tehdit eder hâle gelir. Televizyonda yer alan istenmeyen programların olumsuz etkilerini şöyle sıralayabiliriz:
- Televizyonda yer alan bazı filmler, çocukları ve gençleri şiddete itmektedir. - Televizyon bağımlılığı, çocuklarda ruhsal bozukluklara ebep olmaktadır. - Bazı TV filimleri çocukları sapıklıklara itmektedir. - Batı kaynaklı filimler hiristiyanlık probagandası yapabilmektedir.. - Özellikle çizgi filmlerin yüzde 80’ı şiddete dayanmaktadır. Kısacası çocuk saldırganlaşa bilmektedir. - Televizyon, çocuğun okul başarısında düşüşe yol açar. - Çok televizyon izleme, kitap okuma alışkanlığını yok eder. - Reklamlardan etkilenen çocukta tüketim ve marka düşkünlüğüne zemin hazırlar. - Televizyonda rol gereği söylenen yaslanlar, filimlerde dönen entrikalar, aldatma ve hileler çocukları etkiliyebilir. Bunları denemek, taklit etmek isteyebilir. - Televizyon, çocuğu arkadaşlarından alıkoyar, sosyalleşmeden uzak tutar. Spor, oyun, çalışma, ödev gibi çocuğun yapması gereken faaliyetlere zaman bırakmaz. Bu ve benzeri sebeplerle ana-baba olarak öncelikle televizyonu fazla seyretmeyerek çocuklarımıza örnek olmalıyız. Sonra da ancak konturollü ve sınırlı olarak seyretmelerine izn vermeliyiz. Televizzyonu keinlikle çocuk bakıcısı ve avutucusu olarak kullanmamalıyız. Çocuğun televizyonu dengeli seyredebilmesi, ona ev içinde ve ev dışında başka seçenekler sunmakla mümkündür. Televizyon çok tesirli bir eğitim aracı olmakla bilrlikte, programların kötü olduğu takdirde, geniş çapta zararlı olmaktadır. Doğru şeyler anlatılıp gösterildiğinde ise faydalı olacağı aşikârdır.