“Yüksek yüksek tepelere…” diye başlayan düğün ve kına türküsü. Peki bu türkünün iç acıtan hikâyesini hiç duydunuz mu? Neden bu türkü herkesi büyük hüzne boğuyor?

Ezbere de biliyoruz: Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar…

Yurdumun her köşesinin kına türküsü. Kınalarda kadınlarımızı, kızlarımızı gözyaşlarına boğan bir türkü. Özellikle anneleri ağlatan türkü.

HASRET TÜRKÜSÜ

Her ne kadar sıradan bir türkü gibi görünse de aslında çok hazin bir öyküsü var. Sadece bu türkü için değil aslında. Anadolu’da her türkünün bir yaşanmışlığı, bir hikâyesi var. Yurdum insanının başına gelen acı olaylar bir ağıtla, bir türküyle dile gelmiş ve nesil nesilden nesile böyle aktırılmıştır. ‘Yüksek yüksek tepelere’ türküsünün hikâyesi, bir gelinin yaşadıkları…

GÜZELLER GÜZELİ ZEYNEP’İN HİKÂYESİ

Tekirdağ Malkara’da olduğu rivayet ediliyor. Çok eskiden bir köyde Zeynep isimli genç ve güzel bir kız yaşarmış. 16 yaşına bastığında köydeki bir düğüne gelen genç tarafından fark edilir. Ali ismindeki bu genç Zeynep'i çok beğenir. Ali kendi köyüne dönünce Zeynep'e bir görücü gönderir. Zeynep, Ali'ye verilir. Kısa zaman içerisinde düğünleri yapılır ve Zeynep, Ali'nin köyüne gider.

Zeynep'in gelin gittiği Ali'nin köyü ile kendi köyü arasında birkaç köylük (üç gün üç gece denilen) bir mesafe vardır. Zeynep bu köye geldikten sonra tam yedi yıl boyunca köyüne dönemez.

Zaman içerisinde Zeynep'in köy özlemi onu çok fazla etkilemeye başlar. Bir tepenin başında bulunan köyde yükse bir yerde oturup köyünün olduğu yöne bakarak bir türkü söylemeye başlar. Bu türkü zaman içerisinde Zeynep'in dilinden düşmez olur.

Kocası Ali ise Zeynep'in özlemine aldırış etmez. Üstelik aradan geçen yedi yılda artık sevgisi ve ilgisi kalmamış hatta onu hor görmeye başlamıştır. Sonunda durumu o kadar kötü olur ki Zeynep yataklara düşer. Gün geçtikçe Zeynep'in durumu kötüye gitmeye başlar. Artan hastalığının iyileşmesi için köyden gelip geçenler, anne ve babasının çağrılması hususunda baskı yapar. Kocası Ali, başka çaresi kalmayınca kaynanası ve kayınbabasını almak için Zeynep'in köyüne gider.

Altı gün ve altı gece sonra Ali, yanında Zeynep'in anne ve babası ile geri döner. Zeynep'i yatakta bulurlar. Perişan hâldedir. Hâlâ türküsünü mırıldamaktadır. Anne ve babası türküye eşlik etmeye başladıklarında artık çevresindekiler de ağlamaya başlar. Annesi baygınlık geçirecek kadar üzülür. Yataklara düşmüş Zeynep ailesi ile hasret giderir ama ne yazık ki çok geç kalınmıştır. Zeynep iyileşecek sınırı geçmiştir.

Türküsü o günden sonra dilden dile dolaşmaya devam eder.

YÜKSEK YÜKSEK TEPELERE EV KURMASINLAR TÜRKÜSÜNÜN SÖZLERİ

Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar

Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler

Annesinin bir tanesini hor görmesinler

Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim

Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim

Babamın bir atı olsa binse de gelse

Annemin yelkeni olsa binse de gelse

Kardeşlerim yollarımı bilse de gelse

Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim

Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim

Allah çoluğumuzu çocuğumuzu, Zeynep gibi hasret çekenlerden eylemesin…