Arkadaşlarımla bir hasbihal yapmak istedim. Bu maksatla zincir marketlerle ilgili olarak düşüncelerimi açıklıyayım. Nedense çok fazla tepki aldım. Bu nedenle izah etme gereği doğdu.

Bu mesele siyasi bir konu değildir. Fakat her olaya parti patırtı nazarı ile bakanlar bu konuyu anlamıyor,  siyasallaşıyorlar.

Mesele ekonomiktir. Tartışılması gereken önemli ayrıntılar mevcuttur.

Ak Partinin yaptığı her icraat doğru olamaz. Zaten bu partinin yöneticilerinin de böyle bir iddiası yoktur. Beşer olup da hata yapmamak mümkün değildir. Bu nedenle farklı fikir beyan etmek ne ayıptır ne de günahtır. Bilakis Ak Partiye katkıdır, hükûmete bir hizmettir.

Kimsenin böyle bir çalışmayı küçümsemeye ve “hükûmet aleyhinde propaganda yapıyor” demeye hakkı yoktur. Zira bir tanesi İngilizce 11 kitap yazdım. Çoğu ekonomi ile ilgilidir.

Ayrıca akademik çalışmalarım vardır. Yüzlerce makale yazarak milletime olan borcumu ödemeye çalışıyorum.

Yıllar önce tez yaptığım Bediüzzaman in Malikiyet ve Serbestiyet Devri konusu tam da bu mesele ile alakalı çok değerli bir çalışmadır. Serbest piyasa düzeni İslami olup bu konudaki çok büyük bilgi eksikliklerini gidermeye çalıştım. Aynı zamanda bu çalışma doktora tezimin önemli bir kısmını işgal etmiştir.

Örneğin “Görünmez el teorisi” (invisible hand) İslam dan alınmıştır. Kur’anı bir ifade olan “Dest-i gaybi” kavramının izah şeklidir. Rızkı Allah verir, demektir.

Batılılar bunu da bizden çalmışlar. Kendi düşüncelerine uygun başka manalar katıp sahiplenmişler.

Modern iktisat kavramı “görünmez el” teorisi ile izah edilir. Bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler, yani “laisez fer” kavramı devletçiliğin karşıtlığıdır. Müslümanların asırlarca uyguladığı serbest piyasa mekanizmasının özünü teşkil eder.

Maalesef Batılılar her güzel hasletimizi bizden çalmış yerine çirkin kurallarını bize dayatmıştır. İşte devletçilikte böyle bir şeydir.

Marksistler diyalektik olduğundan bazen serbest piyasayı savunurlar. Yani bizim devletçi kafa yapısına göre daha esnektirler.

Serbest piyasa konusunda geçmişten gelen bağnaz ve tutucu negatif bir algımız var. Elbette bunu yıkmak kolay değildir. Fakat çalışmak ve doğruyu bulmak için yoğun bir emek gerektirir. Zor bir iş olsa da imkânsız değildir.

Serbest piyasa mekanizmasını anlatan “Malikiyet ve Serbestiyet” tezini 2015’te yayınladım. Bu konu ekonomi ve iktisat alanında önemli olmakla birlikte Bediüzzaman’in eserlerini okuyanlar tarafından dahi yeteri kadar dikkate alınmamıştır. Halbuki bu isimlendirme Bediüzzaman a ait olup çok önemli bir gerçek öngörusüdur.

Bazı temel İslami kuralları sert bir biçimde söylesem farklı anlaşılacağı endişesi taşıyorum. Bu nedenle elimden geldiğince kavli leyin yani yumuşak sözlerle kendimi ifade etmeye çalışıyorum.  Aksi takdirde iktisatçı diye geçinen çok insan üzülecektir. Terbiyemi bozmuyorum. Sadece bazı basit İslami kuralları anlatmaya çalışıyorum.

Üzülerek söylemeliyim ki iktisat konusunda cehalet paçalarımızdan akıyor. Bu konuda iktisatçı arkadaşlarım dahil olumlu denecek neredeyse hiç bir çalışma yok. Devletçilik almış başını gidiyor...

Neredeyse tek başına kalmış Müslümanları ekonomi adına İslam anlayışına çekmeye çalışan birisiyim. Allah güç verirse, dilim döndüğünce İslam hakikatlerini Bediüzzaman in eserlerinden istifade ettiğim ölçüde anlatmaya çalışıyor ve çalışacağım inşallah.

Bu zamanda İslam iktisadi iman konusu kadar ciddi ve önemli bir mesele olmadığı için sert bir üslubum yok. Yeri geldikçe espriler yaparak insanların ufkunu açmaya çalışıyorum.

Fakat önemlidir. Çünkü Allah’ın isminin yüceltilmesi maddeden terakkiyi gerektirir.

İlayı  kelimetullah maddeden terakkiye mütevakkıftır.