İlk bölümüyle milyonları ekrana kilitleyen Bahar dizisi yayınlandığı bölümlerde zirve yaptı. Senaryosunun Uzak Doğu’dan geldiği belirtilen dizide yaşananların örneği Türkiye’de o kadar çok ki.

Aldatma, yanlış yollara sapma, aile olamama, koca şiddeti, sosyal medya yalanları…

Gündüz kadın kuşağı programlarında öyle hayatlar ekranda boy gösteriyor ki inanın insanın bazen duyası gelmiyor. Bundan yirmi-otuz yıl öncesinde yanındakine bile söyleyemediğin sorunlar, milyonların önünde boy boy sergileniyor. Sen mi doğru söyledin, ben mi doğru yaptım? diye de tartışılıyor. Yorumlar yapılıyor. Mahremiyet durumları kamera arkasında konuşuluyor gibi gözükse de ekran karşısındakiler bazı şeyleri anlayabiliyor. “Yuh” dedirten sıkıntılı durumlar, çocuklarımıza izlettiriliyor. Bunları yapmak doğru değil dense de bu konuların ekranlarda olması hiç olmuyor. Bu konuda benim gibi düşünenlerin sayısının, bir hayli fazla olduğunu düşünüyorum.

GELELİM TÜRKİYE’DEKİ “BAHAR”LARA

Türkiye’de milyonlarca Bahar var. Kapalı kapılar ardında her gün ağlayan, binlerce Bahar var. Derdini ailesine bile anlatamayanlar var. Çocukları için çileli hayatlarına katlanıyorlar. Çoğu, umudunu kaybetmiş. Bazen psikolojik şiddet görüyorlar bazen bu şiddet ve dayak. İtiraz ettiklerinde ise olmadık durumlar. Uzaklaştırma bile yeterli gelmiyor. Uzaklaştırma deyince hemen, son okuduğum olayı hatırlatmak isterim.

KAÇARAK EVLENEN ADANALI FADİME YARDIM İSTİYOR

Adana Seyhan’da yaşayan Fadime, 25 yıl önce kaçarak evlenmiş. Evliliğinin ilk gününden itibaren psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalmış. Ta ki bu yıla kadar. Eşi çalışmıyor. Gündelik işlere giden 47 yaşındaki Fadime, bu işin böyle gitmeyeceğini belirttikten sonra şiddetin dozajı artmış. İş artık tehdide dönüşmüş. Aldığı tüfekle eşini ve çocuklarını vurmaya gelen kocayı şikâyet eden mağdur annenin yardım çığlığı medyada yer aldı.

İşte iki çocuklu Fadime’nin sözleri…

 “Daha önce de çok kez boşanmak istedim, hep araya girdiler. Dayak ve küfürlere rağmen idare ediyordum. İşin içine silah girince korkmaya başladım. Büyük oğlum, üniversite son sınıf öğrencisi. Onu ne zorluklarla büyüttüm, okutuyorum. Onun, gözlerimin önünde ölmesini istemiyorum. Sesimi duyun, beni kurtarın. Patronlarımı arayıp işten çıkarması için tehdit ediyor. Boşanma davası açtıktan sonra iyice kontrolden çıktı. Şimdi dışarıda, elini kolunu sallayarak geziyor. Yalvarırım, beni kurtarın.”

FADİME’Yi KURTARALIM

Ülkemizin kronik sorunu hâline gelen eş şiddeti sıkıntısında, son verdiğim örnek olan Fadime’nin sesine kulak verelim. Fadime’yi kurtaralım. Fadime’nin çoluk çocuğunu kurtaralım. Daha önce kurtaramadıklarımız oldu. Fadime’ye kol kanat gerelim.

YUVA YIKMAK KOLAY, YAPMAK ZORDUR

‘Yuvayı dişi kuş yapar.’ demiş atalarımız. Bir annenin yuvası için neler yaptığını, tek tek anlatmamıza gerek yok. Yavrusu için ölümü göze alan hayvanlar bile anneliğin ne kadar kutsal olduğunu bize göstermiyor mu? Evlendikten sonra ne oluyor da anneler bu şiddetlere maruz kalıyor? Ne oluyor da kocalar şiddete meyilli olabiliyor? Ne oluyor da eşler aldatılıyor, eşten, yuvadan uzaklaşıyor? Neden ‘Bahar’ gibi masumlar hiç hak etmediği muameleyi görüyor?

Türkiye’deki Bahar’lara sahip çıkalım.

Türkiye’deki Bahar’ların artmaması için sesleri olalım…