İsrail’in çağrı cihazlı terör saldırısına hedef olanların çoğu sivil. Ölenler arasında 8 ve 10 yaşlarında iki çocuk var.

Ama Batı basınında kimse buna terör diyemiyor.

Daha beteri, bazıları âdeta kutlama yapıyor. ABD’de özellikle Trump’ı destekleyen basın, sevinç manşetleri atıyor. Avrupa’da da olayı “şer güçlere” vurulan bir darbe gibi kutlayanlar var. Bizde CHP yanlısı gazeteci takımının da keyfine diyecek yok. İçlerinden biri, “İsrail, direniş ekseninin suratına bir şaplak daha attı!” diyor. Şaplak dediği 8 yaşındaki Fatma’nın tuzak kurularak öldürülmesi!

Avrupa’da bu şekilde bir çocuk öldürülse dünyayı ayağa kaldırırlardı. Başkentlerde teröre karşı kalabalık yürüyüşler tertip ederlerdi. Bizdeki yalaka takımı da koşa koşa gidip en ön sırada yerini alırdı.

İnsanlık, bu faşist katillerin “şaplaklarına” elbet bir gün hak ettiği şekilde yanıt verecek; İsrail’in cinayetlerinin elbet bir gün sonu gelecek. Ancak bu iki yüzlülüğün, bu çirkinliğin bir sonu olacak mı, şüpheliyim.

İSRAİL’İN BAŞARISI

Bir de soğukkanlı uzmanlar takımı var. İsrail’in istihbarat başarısından, teknik savaş kabiliyetinden söz edip duruyorlar. Zannedersin ki Mossad, Rus istihbaratını çökertmiş, MİT’in şifrelerini çözmüş, Çin ordusunu bozguna uğratmış!

Başarı diye anlatılan hikâye, uluslararası ticaret kanunları ile korunan bir alana sinsice girip sivil insanlara tuzak kurmak. Dünyanın en büyük sivil faaliyeti olan ticareti, terörist bir eylem için istismar etmek. Gündelik yaşamda kullanılan son derece masum ürünleri birer ölüm tuzağına çevirmek.

Herkesin şunu çok iyi anlaması gerekiyor: İsrail’in çok başarılı olduğu bir alan varsa eğer, ahlaksızlıktır, arsızlıktır. İsrail’in başarısı, tüm ahlaki normları, tüm insanlık birikimini ayaklar altına alabilecek kadar alçalabilmesidir. Dünyada hiçbir devletin, evrensel hukuk normlarına uyan hiçbir yapının tevessül edemeyeceği cürümler İsrail için “meşru” alandır.

Neden? Çünkü İsrail ırkçı bir devlet. Yahudi ırkı için yaptığı her eylemi meşru görüyor.

Cinayet, kendi ırkı için işlendi ise cinayet değil. Hırsızlık, kendi ırkı için yapıldı ise hırsızlık değil. Tecavüz, kendi ırkı için yapıldıysa tecavüz değil… İsrail bu hâli ile dünyadaki pek çok terör örgütünden bile ahlaksız olmayı başarıyor.

İşte başarı diye anlattığınız ahlaksızlık böyle bir şey.

TERÖR NEDİR?

Madem yeri geldi, şu terör konusundan da bir söz edelim….

Çok fazla tanımı var. Tanımların çokluğunu da terör örgütleri istismar ediyor, bu doğru. Ama İsrail’e terörist denilmeyen bir dünyada hangi örgüte terörist diyeceğiz?

Dünyanın en azılı örgütleri bile şimdi İsrail’in yaptıklarını gösterip “Biz terörist isek eğer, bu İsrail ne?” diye sormayacaklar mı?

Terörün ahlak zemininde basit bir tanımını yapmaya çalışsak… “Elindeki silahı yasa ile sınırlandırmayana, evrensel normlara uygun kullanmayana, sivillere kıyana terörist denir.” diyebiliriz. Devletlerin terör örgütlerinden temel farkları da ellerindeki gücü yasaya bağlamış olmaları.

Peki söz konusu olan İsrail gibi bir devletse? Yasalarını kendi faşist zihniyetine göre yapmışsa? Hatta çoğu zaman kendi yasalarına bile uymuyorsa?

Teröre dair şöyle bir alternatif tarif var: “Güçlülerin terörüne savaş denir, güçsüzlerin savaşına ise terör.” Sanıyorum en çok İsrail ve ona karşı direnen örgütlere uyuyor.