CHP’yi, “kent uzlaşısı” adı altında PKK’nın aparatı hâline getirmeye kalkanlar, hukukun devreye girmesi ile duvara tosladı. Düşünün, ülkenin ana muhalefet partisi sırf yerel seçimlerde üç beş belediye daha kazanayım diye eli kanlı terör örgütünün dümen suyuna sokuluyor. İktidar hırsı, CHP’de karar mekanizmalarını tutan kişilerin gözlerini karartmış. Örgüt, bu zaafı kullanıp kendi adamlarını pıtır pıtır CHP listelerine yerleştiriyor!

Bu skandal, dünyanın başka bir ülkesinde yaşansa tüm parti yönetiminin istifa etmesine yol açardı. Ama CHP’yi işgal eden zihniyet, âdeta pişkinliğin kitabını yazmış. Durup “Nerede hata yaptık?” diye kendilerine soracaklarına, her zaman olduğu gibi yine suçu dışarıdan birilerinin üstüne atmaya kalkıyorlar.

CHP, PKK’nın sivil uzantısı ile yakınlaşmaya başladığında fakir dâhil, pek çok insan tarafından uyarıldı. Uyaranların arasında CHP’li isimler de vardı. “Gittiğiniz yol, yol değil. Sonu çıkmaz sokak.” denildi. Ancak partinin dümenini tutanlar, ne pahasına olursa olsun “seçim başarısı” istiyordu. Bizleri değil, belediyelerden çifte maaşa bağladıkları yalaka takımını dinlediler. Biz haklı çıktık, şimdi yine bize kızıyorlar!

Akıl alır gibi değil gerçekten. “Parti içine teröristleri, bölücüleri alalım ama kimse ses etmesin.” diye düşünüyorlar herhâlde. Yahu siz çıldırdınız mı? Dünyada hangi devlet, terörün demokratik sistem içine sızmasına izin verir? Hangi ülke terör suçlarını görmezden gelebilir? Efendim, Cumhuriyet’in kurucu partisiymiş de Atatürk’ün emaneti imiş de… Geçin bunları. Tarihiniz, itibarınız ne olursa olsun, terör terördür. Teröre bulaşmanın yasal sonuçları olur. Ama daha önemlisi, siyasi sonuçları olur.

İşte siyasi sonuçlar gelmeye başladı bile. Rezalet o kadar büyük ki CHP’nin kendi belediye başkanları bile sindiremiyor. Özgür Özel’in Esenyurt çağrısına 40’tan fazla belediye başkanı katılmadı. Tanju Özcan, Burcu Köksal, Mansur Yavaş, Lütfü Savaş ve daha pek çok isim. İşi DEM/PKK ile ortak miting yapmaya vardıran CHP yönetimi ile aralarına mesafe koymaya çalışıyorlar. CHP seçmeni de konuya pek duyarlı değil. Nasıl duyarlı olsun yahu? Terörden, terör örgütü PKK’dan söz ediyoruz!

Ekrem İmamoğlu ve onun etkisi altındaki Özgür Özel ise tam gaz bu “çılgınlığa” devam ediyor. Özel’in mitingde söylediği “Farklı bayraklarımız var.” sözü, yenilir yutulur gibi değil. İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı’na yönelik hakareti de öyle. Daha beteri ise terör soruşturması yürüten savcıların kürsüden hedef gösterilmesi. Türkiye toplumunu az çok tanıyan hiçbir siyasetçi, böylesi bir kepazeliğe ortak olmak istemez. Üstelik soruşturmadan çok daha vahim şeylerin çıkacağı tahmin edilirken…

Başkanların bu mesafeli tavrı, Özel ve İmamoğlu’nu çok rahatsız etmiş olmalı ki hemen karşı saldırıya geçtiler. Deyim yerindeyse CHP’de, çarşı pazar karıştı.

İmamoğlu’na yakın yayınlar, Yavaş’ın Ebru Gündeş konseri için 69 milyon ödediğini ortaya çıkardı. Şimdi Ekrem’in trolleri, sabah akşam bunu konuşuyor. Mansur Yavaş’ın trol takımından ise henüz karşı hamle gelmedi. Büyük olasılıkla İmamoğlu’nun 605 milyonluk çalgı çengi ihalesinin belgelerini yayınlayacaklar. Arkasından karşılıklı vuruşlar gelmeye devam edecek, belki diğer başkanların trol ekipleri de bu kavgaya dâhil olacak.

CHP’li belediyeler, altı yıldır sayısız tuhaf işe karıştı. Adam kayırma, şaibeli ihaleler, kadroların peşkeş çekilmesi… Bunların bazıları belgeleri ile ortaya konuldu ama CHP her seferinde “İnanmayın, bunlar Ak Parti’nin iftiraları.” deyip kendi seçmenini aldatmayı başardı. Şimdi CHP’li belediyelerin yolsuzluklarını, usulsüzlüklerini doğrudan CHP’lilerin ağzından dinleyeceğiz. Bakalım CHP seçmeni bu sefer de “uyutulmaya” razı olacak mı?