İnsan bu dünyaya imtihan olunmak için gelmiştir. Nasıl ki bazıları bir misafirhanede kısa bir süreliğine kalır onun gibidir. Bütün insanlar da aynen bu kişi gibi sonsuz bir aleme uçar gider. Öyle ki gelen gider, giden dönmez.

Madem hayat çok kısadır ve ömür; rüzgar gibi uçup gidiyor o halde bunu bakileştirmek yani sonsuzlaştırmak için bir şeyler yapmalıdır. Bunun için en doğru ve güzel yol; her beş vakitte alnımızı secdeye koyup Allah’ın huzuruna çıkmaktır. Çünkü sonsuz kudret sahibi olan Allah’ın huzuruna çıkmak ebedi bir hayat için en güzel bir fırsattır.

Namaz nimetinden dolayı Allah’a ne kadar şükretsek azdır. Zira diğer canlılara bu kadar güzel bir ibadet fırsatı verilmemiştir. Her canlının kendine mahsus bir zikir, dua şekli olsa da namaz kadar külli ve büyük bir ibadet sadece insanlara ve Müslümanlara mahsus kılınmıştır.

Bu dünyadan Arşı Ala’ya ulaşan sadece dua ve ibadettir. Mal, mülk, şeref ve zenginliklerin sonsuz alemde hiçbir kıymeti yoktur. Bilakis malın zekâtı verilmemişse başa büyük bir beladır.

Keza insan eğer ilim ve ibadet ile Allah’a şükür etmemiş ise büyük bir nankörlük suçu işlediğinden karşılığında ceza görmek ihtimali vardır. İnsanı diğer bütün canlılardan üstün tutup kendisine muhatap kılan Allah’a her beş vakitte hamd ederek niyazda ve şükür secdesinde bulunmak zorundadır.

Allah, anne ve babamızdan ve değerli hocalarımızdan razı olsun ki; bize ve ailemize namaz nimetinin farkına varmayı öğretmiştir. Yoksa kendi akıl ve şuurumuzla bunları öğrenip yapamazdık. Bu nedenle dini konularda eser yazıp neşreden âlimlerimizi şükranla yad etmeyi bir borç biliyorum.

Madem ki İslam alimlerinden ve hocalarımızdan çok istifade ettim. O halde “ben de bu nurlu yolda bir çaba sarf etmeliyim” diye düşünerek kitaplar yazmaya başladım. Hayattan edindiğim tecrübeleri ve özellikle de namaza dair dersleri dilim döndüğünce yazmaya çalıştım. Bu arada başımızdan geçen ibretli olayları ve öğrenim hayatım boyunca çok değerli hocalarımdan edindiğim bilgileri kitap haline getirmeye çalıştım.

Şimdiye kadar 11 kitap yazmak nasip oldu. Bunların 8 tanesi halen KDY ve Amazon gibi yayınevlerinde satılmaktadır. Artık kitapçıya gidip kitap satın almak insanlara zor geldiğinden bunu internetten yapılabilmektedir. Hatta kitap yerine sanal kitaplar da satılıp alınabilmektedir.

KDY’nin (Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık) şimdilik sanal kitap satma imkânı yoktur. Fakat benzer şekilde insanların kitaplarını yayınlayıp satan Amazon Yayınları bunu yapabilmektedir. Artık yazarların kitaplarını yayınlayabilmek için yayınevlerinde çile çekmelerine gerek kalmamıştır. Yeter ki söyleyebileceğiniz güzel bir fikriniz olsun. Bir şekilde bunu yayınlamak mümkündür.

Bugüne kadar yayınladığım ve halen satışta olan 8 kitabımı arz etmek ve okuyucularıma duyurmak istiyorum. Bunların bir kısmı denizcilik, askerlik hatıraları olmakla birlikte akademik yayınlar da vardır. En önemli akademik yayın ise “Malikiyet ve Serbestiyet Çağı” kitabımdır. 18 Yıllık doktora eğitimimin bir semeresi olan bu kitap; geleceğin ekonomik ve sosyal hayatını anlamaya çalışan bir eserdir.

“Korona Sonrası Dönem: Özel Mülkiyet ve Hürriyet Devri” kitabı da bu çalışmaya benzer olup biraz daha güncel olaylarla bezenmiştir. Yakın zamanda yaşadığımız ve yaşayacağımız gelişmelere ışık tutmaktadır.

“Kayıtdışı Ekonomi ve Çözümler” kitabı ise bir başka akademik yayın olup gelişmekte olan ülkelerin yaşadığı en önemli sorunlardan bir tanesi olan ”kayıtdışıdık” konusunda çok önemli bilgileri ve tecrübeleri paylaşmaktadır. Ayrıca kitapta çözüm önerileri de sıralanmıştır.

“Kelam-ı Ezeli ve Hutbenin Arapça Okunması” kitabı ise Türkiye’de 1932 yılından beri uygulanan “Arapça Hutbe Yasağını” konu edinmiştir. İslam âlimlerinin yazdığı dini eserlerden istifade edilerek kaleme alınmıştır. Neredeyse hiç kimsenin bilmediği fakat sadece Türkiye’de uygulanan “Türkçe Hutbe” dayatmasını eleştiren bu kitabı özellikle Diyanet İşleri Başkanlığına ve deizm, ateizm gibi hoyrat yaklaşımlar içinde bulunan İlahiyat Fakülteleri hocalarına tavsiye ediyorum. Mehazın yani kaynakların kutsal olması insanların dini emir ve yasakları uygulamasında çok önemlidir. İslam dünyasında ortak bir dilin meydana gelmesi için Hutbenin Arapça okunmasının lüzumu hakkında çok faydalı bilgiler mevcuttur.

KDY’de neşredilen diğer üç eser ise askerlik ve denizcilik kitaplarıdır. “Bahriye’de 15 Yıl” ve “Altı Ayda Altı Kıta” kitabı; insanları denizcilik ve namazın önemi hakkında çok güzel bir yolculuğa çıkarmaktadır. 2007 Yılında ilk baskısı yapılan bu kitapların kitapçılarda mevcudu kalmadığından biraz güncelleştirerek yeniden yayınlama fırsatım olmuştur.

“Deniz İpek Yolu ve Keşifler Çağının Öncüsü Amiral Zeng He” kitabı ise Peygamber Efendimizin 31. Kuşaktan torunu olan dünyanın gelmiş geçmiş en büyük denizcisi sayılan Zheng He hakkındadır. Kimsenin doğru dürüst tanımadığı hatta Müslümanların dahi bilmediği bu Büyük Amiral’in İslam’a yaptığı hizmetleri ve dünyanın en tehlikeli denizlerinde yaptığı yolculukları anlatmaktadır. Denizcilik eğitimi veren bütün kurumların bu kitabı alarak ders müfredatlarında bu büyük denizciyi anması şarttır. Aksi takdirde denizcilik ve tarih eğitimi verdiğini iddia etmek; koskoca bir yalandır.

Son kitabım ise amazon yayınlarında çıkan “The End of Modern Slavery” yani “Modern Köleliğin Sonu” isimli İngilizce eserimdir. Bu kitabı sanal olarak bilgisayara indirip okuma imkanı da vardır. Efendi-uşak ilişkisinin sonunu ve hürriyet çağının geleceğini müjdelemektedir.

İşte yukarıda arz etmiş olduğum 8 kitap bugüne kadar hocalarımdan almış olduğum eğitimin bir sonucudur. Bunları “ne kadar çok şeyi biliyorum” diye değil “ne kadar çok hususu bilmiyorum” yaklaşımı ile yazdım. Eğer okuyanların duasını alabilmiş olursan bu benim en büyük mutluluğum olacaktır, vesselam…