Evvelki gün Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy Brüksel’de, Putin ise Moskova’da konuştu. İstanbul süreci hakkında bambaşka şeyler söylediler.
Putin, “İstanbul’da barış koşullarında anlaşmıştık. Zelenskiy, anlaşmayı imzalamaktan son anda vazgeçti. Batılılar, anlaşma yapmaması için ona baskı yaptı.” dedi.
Zelenskiy ise tam tersini söyleyerek “İstanbul Anlaşması diye bir şey hiç olmadı, orada söz konusu olan Rusların bize ültimatom vermesiydi ve biz bunu reddettik.” diye konuştu.
Hangisine inanacağız? Tabii ki Türkiye Cumhuriyeti’nin söylediklerine ve gözlerimizin önünde olup bitene. Hepimiz gayet iyi hatırlıyoruz, Ruslar ve Ukraynalılar Türkiye’nin ara buluculuğu ile masaya oturup anlaştılar. Her iki taraf da anlaşmanın imzaları için kendi başkentlerine döndü. Putin imzaladı, Zelenskiy ise imzalamadı. Hatta Ruslar, Erdoğan’ın ricası ile bir süre saldırılarını durdurdu ancak Kiev’den beklenen yanıt hiç gelmedi.
Neden böyle olmuştu? Çünkü anlaşmayı duyan İngiltere, hızla devreye girdi. O zamanki İngiliz Başbakanı Boris Johnson, apar topar Kiev’e gitti ve Zelenskiy’i anlaşmadan çekilmeye “ikna etti.”
Bunu, Ukrayna’daki kaynaklarıma dayanarak Türk basınında ilk ben yazdım. Olay aylar sonra Ukrayna, Rusya ve Batı basını tarafından da doğrulandı. Jonhson, ya Zelenskiy’i bilmediğimiz bir şeyle tehdit etmiş ya da “Merak etme, sana uçaklar füzeler vereceğiz, Rusların işini bitireceksin.” diye kandırmıştı. Farklı spekülasyonlar Ukrayna’nın içinde de uzun süre tartışıldı.
Türkiye’nin 2022’de oluşturduğu süreç sabote edilmeseydi bugün Ukrayna çok daha iyi durumda olacak, her iki taraftan çok daha az sayıda insan ölecekti. Türkiye, her zaman barışı inşa eden tarafta oldu, 2022’deki süreci baltalayan Batılılar ise daha düne kadar ,“Ukrayna, kanının son damlasına kadar savaşmalıdır.” diye çığırtkanlık yapıyordu. Nasıl olsa ölen kendi insanları değil, Ukrayna’nın evlatlarıydı.
Bugün, Trump ile beraber Ukrayna-Rusya barışı yeniden gündeme geldi. Avrupalılar ve ABD’deki küreselciler, savaşın bitmesini istemiyor. Cumhuriyetçi Parti’nin önde gelenleri ise Trump’a Erdoğan’dan yardım almasını tavsiye ediyor. Çünkü barış için Zelenskiy’nin ikna edilmesi gerektiğini biliyorlar.
Herkes Batılıların Zelenskiy üzerinde kurduğu baskının farkında. Rusya, “Barış görüşmelerine hazırız, 2022’de kaldığımız yerden devam edebiliriz.” diyerek Türkiye’deki süreci adres gösterirken Zelenskiy’nin Brüksel’de “öyle bir şey hiç olmadı.” diye inkâr etmesinin sebebi de bu. Zelenskiy’i Batılı sahtekârların elinden çekip alabilecek tek kişi var; o da Erdoğan. Trump, Erdoğan olmadan Avrupalı müttefiklerinin çılgınlıkları ile baş edemeyebilir.
Türkiye, savaşın başından beri Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savundu ama Rusya’yı da düşmanlaştırmadı. Siyasi sorunları doğru noktadan kavradığını gösterdi. Şimdi sadece güneyimizde değil, kuzeyimizde de barışın anahtarı Türkiye’nin elinde duruyor.