Bu aralar atasözleri, özlü sözler ve deyimlere daldım. Eski insanlarımızın nasıl kafalarının çalıştığına ve bu durumu nasıl kısa kısa cümlelerle anlattıklarına yeniden şahit oldum. Halk arasında bazen yanlış kullanılan iki deyimle ilgili; bu deyimlerin üzerinde durmak gerektiğini düşünüyorum.

GEÇTİ BOR’UN PAZARI SÜR EŞEĞİ NİĞDE’YE

“İş işten geçti artık, fırsatı kaçırdın…” demek yerine yöre halkının anlayabileceği şekilde kullanılan bu deyim zaman zaman yanlış telaffuz edilir. “Geçti Bolu’nun pazarı, sür eşeği Niğde’ye…” diye de duymuşluğum var. Bu ifadenin yanlış olduğunu belirtirim. Bor, Niğde’nin ilçesidir. Bolu’yla hiçbir alakası yoktur. Bor’daki pazarı kaçırdın, eşeği Niğde’ye sür diyerek; iş işten geçti denilmiştir.

GİT GEL KONYA ALTI SAAT!

Öncelikle bu cümle de bir atasözü değil deyimdir. Konya’da söylendiği rivayet edilen deyim, Ankara ile Konya’nın arasının üç saat olduğu, gidip gelmeyle altı saate çıktığını belirtir. Yine rivayete göre bir yerden bir yere gidip gelme işinin “Git gel Konya altı saat.” diyerek anlatılmasıdır.

BİR HİKÂYE

İki derviş Anadolu’da kervanlarıyla yol alırken yorulmuşlar. Birbirleriyle, konacak yer üzerine sohbet ederken o anda bugünkü Konya’nın olduğu yere gelmişler. Buranın biraz da yeşillik olduğunu gören öndeki derviş, arkadakine, “Buraya konalım mı?” demiş. Arkadaki derviş de “Kon yaa!” demiş. İşte adı Konya olarak kalan bu şehre bizim Silifke’de olduğu gibi birçok yerde “Git gel Konya altı saat” derlermiş.

‘GİT GEL KONYA ALTI SAAT’ TARİH Mİ OLDU?

Ağustos 2011’de açılan Ankara-Konya Hızlı Tren Projesi süreyi git gel iki buçuk saate düşürdü. Yani artık iki yerin arası altı saat değil iki buçuk saat oldu. Bu, işin esprisi. “Git gel Konya altı saat.” deyimi asla unutulmaz.

VE GELELİM KONYAALTI PLAJI’NA

Bundan yedi yıl önce yazılan ilginç bir makalede okudum. Konyaaltı Plajı için bu söz söylenmiş olabilir mi? Ya da bazıları yanlış mı biliyor gerçekten? Her gün mekik dokur gibi aynı mesafeyi katedip geri gelen kişinin sitemini belirten bir deyim bu aslında. Her ne kadar herkes Antalya’nın ünlü Konyaaltı Plajı’yla ilgili bu deyimi çok kullanmıyor, ya da bilmiyor olsa da...

HANYA’YI KONYA’YI GÖRMEK

Konya demişken “Hanya'yı Konya'yı görmek” deyimini de yazmadan geçemedim.  Hanya, Girit Adası’ndaki bir şehirdir. Girit, Osmanlı zamanında sürgün yeri olduğu için böyle denirdi. Deyimin anlamı, ‘bir işin gerçek yönünü anlayarak aklı başına gelmek ve akıllanmak’ şeklindedir.

VE ‘GEZ DÜNYAYI, GÖR KONYA’YI’

Konya'yı gezmek, Konya'yı görmek, büyük bir kültür mirasına ortak olmak demektir. XII. yüzyılda Endülüs'ten yola çıkan İbn-i Arabi ile XIII. yüzyılda Belh'ten hareket eden Mevlâna Celaleddin-i Rumi'nin Konya'da buluşmaları, bu kentin kimliğine yepyeni bir çehre kazandırmıştır. Anadolu'nun insan malzemesini bu mutasavvıflar şekillendirmiş, kentin uygarlık harcını onlar karmıştır... Gez dünyayı, gör Konya'yı; geçmişi, bugünü ve geleceğe bakışıyla tam anlamıyla kendine özgü ve dinamik bir görüntü sergileyen Konya'yı tarihi, kültürü, mimarlığı, toplumsal yaşamı ve ekonomisiyle bir bütün olarak ele alıyor. Alanlarında uzmanlaşmış yazarlar, kenti farklı boyutlarıyla inceliyor ve anlatıyor. Yalnızca uçsuz bucaksız bir ovayı değil, büyük bir kültür birikimine de adını veren Konya'yı tanımak isteyenler için bir başvuru kaynağı...

Yeniden görüşmek üzere, hoşça kalın…