ABD Başkanı Trump, pazartesi günü görevi Joe Biden’dan devraldı. 40 yılın ardından ikinci kez aşırı soğuk hava nedeniyle tören, kapalı alana alındı ve Kongre binasında yapıldı.

Trump’ın konuşması merakla bekleniyordu. Trump, resmî tören sonrasında yaptığı ikinci konuşmasında, beklenen bu konuşmanın “sert ifadelerden uzak, uzlaşmacı bir dilin hâkim olmasının” danışmanlarınca önerildiği için kendi kendine sansürlediğini söyledi. Kendince yumuşak bir konuşma yaptığını söylese de resmî tören konuşmasına gelen tepkileri, anında arkada oturan eski Demokrat başkanlarının yüzlerinden okumak mümkündü. Obama, Clinton, Biden, Bush ve Kamala Harris; Trump’ın, Amerika’nın “altın çağı (golden age of America)” dediği dönemi kaygı içinde bekliyor ve bu kaygılarını mimikleri ile dışa vuruyorlardı.

Trump; enerjiden eğitime, LGBT meselesinden Orta Doğu politikalarına kadar pekçok konuda yeni bir dönem, yeni bir strateji izleyeceğini ifade etti. Şöyle ki; 

“Bundan böyle Amerika Birleşik Devletleri Hükûmeti’nin resmî politikası, kadın ve erkek olmak üzere sadece iki cinsiyet olacak.” derken arkada oturan Barack Obama döneminde LGBT bireyleri için yasalarda ciddi düzenlemeler yapılmış, özellikle ordu mensuplarının cinsel eğilimlerinin tespitine yönelik bir uygulama olan “sorma-söyleme” yasası ile iptal edilmişti. Görevi boyunca Obama cinsel eğilimi farklı olan bireyler için toplumun bu konuda verdiği desteğe en çok teşekkür eden Amerikan Başkanı iken Trump “Bu kazanımların iptali için her türlü mücadeleye hazırım.” dedi.

Trump; yakında Meksika Körfezi'nin adını Amerika Körfezi olarak değiştireceğini söyledi. “Panama Kanalı’nı geri alacağım.” dedikten 1 saat sonra Panama Devlet Başkanı Mulino'dan Trump'a; “Panama Kanalı, Panama'nındır ve öyle kalacak.”  cevabı geldi.

 Los Angeles’taki yangınları Kaliforniya Valisi’nin “fazlasıyla çevreci” olmasına bağladı ve iklim meselesinin abartıldığını ifade etti. İklim değişikliği ve çevreci politikaları, ekonomilerine daha fazla zarar vermeyecek şekilde yeniden dizayn edeceklerini söylüyordu.

“Amerika’yı dünyada enerji lideri yapmak istiyorum.” dedi. “Alaska’da ve birçok eyalette petrol kuyuları var ancak bu rezervlerimizi geleceğe hazırlık için bugüne kadar kullanmamış olmamız saçmalık.” dedi. “Artık bu rezervleri kullanalım ki Orta Doğu’da petrol bağımlılığımız olmasın.” dedi. “Bu yanlış politika yüzünden Orta Doğu sorunu gündemimizden düşmüyor. Kendi petrolümüze koyduğumuz bu engeller bir taraftan ekonomimize zarar veriyor, diğer taraftan da Orta Doğu’daki her savaşa taraf olmamıza ve para kaybetmemize neden oluyor.” dedi. Biden yönetiminin ekonomiyi bir enkaza dönüştürdüğünü, tekrar güçlenmek ve Amerikan ekonomisini en güçlü  ekonomi yapmak için “Kartel oluşturan tüm yapıları terör örgütü olarak ilan edeceğim.” dedi.

Özellikle Demokratların eğitim anlayışının Amerikan aile yapısını bozduğunu ve bunun üzerine gideceklerini ifade etti. Trump, Amerika’da devlet okulu olarak bilinen public okulları ile daha çok Demokratların ve onlara bağlı vakıfların desteklediği özel okullar arasında, özel okullar lehine oluşan haksız rekabeti kabul edilmez buluyor.   Trump ve Cumhuriyetçiler; Demokratlar tarafından desteklenen özel okullarda okuyan çocukların ailelerinin eşcinselliğe yaklaşımları nedeniyle bu çocukların eşcinsel eğilimlere meylettiğini, devlet bütçesinden çocuk başına ödenen kamu desteğinin muhafazakâr aile yapısını bozduğunu, özel okul desteklerinin yeniden ele alınması gerektiğini söylüyor. Trump ve yönetimi, eğitim sisteminin değişeceğini, böylece muhafazakâr aile değerleri ve dinî inançları koruyacaklarını düşünüyor.

Konuşması sırasında hemen ön protokolde bulunan yüksek mahkeme üyelerinin yüzüne bakarak yeni bir bürokrasi ve yeni bir yönetim anlayışından bahsediyordu. Kabinesine aldığı Elon Musk ve onun yanında yeni Trump döneminin yeni oligarkları oturuyordu. Amazon'dan Jeff Bezos, Google'dan Sundar Pichai, Meta'dan Mark Zuckerberg gibi üst düzey teknoloji CEO'ları Trump'ın kabine üyelerinin çoğunun önünde oturtuyorlardı. Bu yeni oligarşik yapının habercisi olup “Bunlarla beraber devleti yeniden yapılandırmaya çalışacağım.” mesajıydı. Bu mesajı verdiği sırada Amerikan Anayasa Mahkemesi üyelerinin, aklından “Bununla çok işimiz olacak!..” dediklerini söyleyebiliriz.

Zaten Elon Musk’ın başkanlığında kurulan Fedaral Danışma Komisyonu, daha göreve başlamadan Anayasa’ya aykırı de facto bir komisyon olduğu iddiasıyla kamu bürokrasisi tarafından dava edilmişti. Federal Danışma Komisyonu daha adım atmadan komisyonun alacağı kararlar, yürüteceği faaliyetler tartışmaya açılmış oldu. Komisyon kararlarının iptaline yönelik pek çok davanın, yüksek mahkemenin önüne gideceği şimdiden söylenebilir.

Bu komisyon gibi komisyonlarda ve buna benzer yeni oluşturulacak kurul ve yapılarda yer almak istemeyen başta Dışişleri Bakanlığı’nda çalışan üst düzey bürokratların çoğu istifa etmişti. Ve onbinlerce kişinin istifasıyla “Yeniden oluşacak bürokratik yapı nasıl olacak?” soruları en çok merak edilen sorulardan. 

Bu arada en önemli sorunlardan bir diğeri de Trump’ın kabine, danışman vs. dinlemeyeceği ve başına buyruk, egosu tavan yapmış, ikinci dönem seçilen başkan kibri ile hareket edeceği... Kabinesinin bazı üyelerine yönelik geçmişte söylediği alaycı ifadeler, Trump’ın, kabinesinin fikirlerine değer vermeyeceği ve kendi düşüncesini uygulamaya koyacağı görülmekte. Dışişleri Bakanı Marco Rubio’ya yönelik, geçmişte “Bu adamı hiç sevmiyorum, zaten elleri küçük!” gibi alaycı ifadelere maruz kalmış birinden gelecek bir çözümü, örneğin “Suriye’den asker çekmeyelim.”  önerisine değer verip veremeyeceği gerçekten büyük soru işareti.

Trump’ın başkanlık dönemi sırasında yıldızları barışmamış Elon Musk gibi şirket ve sermayelerini önceleyen iş adamları, diğer taraftan Trump’a “Yanlış yapıyosun!” deme kudretini kendisinde bulamayacak kadar daha çok Trump sadakatleri konuşulan kabine ve bu kabine altında şekillenecek bürokrasi Amerika’yı nereye götürür, gerçekten büyük bir muamma.

Evet, Trump sistemi dönüştürmek istiyor; yeni bir paradigma, yeni bir soğuk savaş dönemi paradigması yaratarak sistemi dönüştürmeye çalışacak. Ancak şunu unutmayalım; Amerikan sisteminde yasama-yürütme-yargı arasındaki sert kuvvetler ayrılığı ve Trump gibi adamların çılgınlıklarına alet olmayacak güçlü bir yargı ve basın özgürlüğü var. Bunlar, kurulu düzenin, en çılgın başkana karşı koruyucu sigortaları. Kısacası dünyaya ne olur, bilemiyorum ancak Trump Amerika’yı Amerika olmaktan çıkartmayacak.