Devlet Bahçeli’nin, ülkenin yumuşama sürecinden geçmesi gerektiğini ve bunun için MHP olarak gerek DEM Partililere gerekse CHP’ye yaptığı çağrılar doğrultusunda gündem yeniden baştan sona değişti ve belirlendi.

DEM Parti’den henüz cevap gelmese bile Özgür Özel’in verdiği olumlu cevaplar, yurt dışında Türkiye Cumhuriyeti ve Devletimizin yanında olmak, içeride ise AK Partili olup muhalif olmak isteyen seçmeni kendisine çekebileceği yönünde CHP lideri Özel’in stratejisini oluşturdu.

Tüm partiler bu süreçte satranç oyununa yeni başlamış gibi görünüyor. Devlet Bahçeli 50 küsur senelik marka olan partisinin geçmişi, iktidarda ve muhalefette geçirdiği 20 küsur senelik parti başkanlığı tecrübesi ile satranç oyununu oynarken CHP 100 küsur senelik parti kimliği yanında tecrübesiz ama risk alan bir parti başkanı ile bu satranç tahtasına oturuyor.

Biz, oyunu kimin kazanacağını bilemeyiz veya hangi hamlelerin kimin tarafından yanlış yapıldığını da. Ancak bu oyunda yapılan her hamleyi bir yazar ve yorumcu olarak öngörebilir ve kâğıda dökebiliriz.

Devlet Bahçeli, ülke bir ekonomik krizden geçerken bu krizin olabildiğince normal bir şekilde rahatsızlık yaratmadan atlatılması için hamle yapıyor denilebilir. Ben de Sayın Bahçeli’nin gerek Dem Parti’ye gerekse CHP’ye seslenerek; devlet adamı kimliğinden doğan refleks ile olabildiğince ülkenin içinden geçtiği ekonomik ve sosyal problemlerin yaratacağı ortamı yumuşatmak, iktidarın da bir parçası yapmak ve olabildiğince tabanını da koruyarak, muhalefetin sert muhalefet etmesinin de önüne geçmeye çalıştığını; olur da beklentiler gerçekleşmez ve ekonomik sıkıntılar derinleşir ise bu durumda da MHP’nin, iktidar ortağı olmasına rağmen yara almadan çıkması ve CHP ile DEM Parti’nin de normalleşme sürecindeki destekleri nedeniyle Cumhur İttifakı oy kaybederse mümkün olan en az oy kaybını, iktidar değişecekse değişimin yumuşak geçişli olmasını sağlayacağını düşünüyorum.

Özgür Özel ve CHP’ye gelince, “CHP’nin yumuşama çağrısı; kendi tabanında bölünmeye yol açmasına, halkın ekonomik sorununun genel olarak %80 düzeyde olmasına rağmen gündemi değiştirememesine ve de muhalefetin sert eleştirilerinin önüne geçmesine neden oluyor.” diyenler yok değil.

Bu satranç oyununda Özgür Özel’in aldığı riskin getirisi, kötüleşen ekonomide AK Parti’den memnun olmayan kesimin CHP ye gitmesine neden olur mu? Yoksa Mehmet Şimşek’in acı reçeteli programının bir süre sonra meyvesini vermesine zaman mı tanır?

2007 yılında ekonomi çok iyiyken AK Parti’ye, halka rağmen en sert eleştirileri yapan CHP’nin, 2024 yılında ekonominin, sokak güvenliğinin, sağlık ve eğitimdeki şikâyetlerin zirve yaptığı dönemde iktidarın bir parçası olarak gözükmesi, partinin yine “halka rağmen bir siyaset yapan parti hüviyetini devam ettirdiği” görüntüsü mü sağlar?

Söylediğim gibi, bu bir satranç oyunu. Kimin kazanacağını, ekonomik ve sosyal gelişimler belirleyecek. Ekonomideki düzelme, iktidarın devamına yol açar. Ekonominin kronik bir şekilde kötüleşmeye devam etmesi durumunda halk, 2001 krizinde olduğu gibi iktidar veya muhalefet demeden herkesi Meclis dışında bırakabileceği gibi o gün hiç ortada olmayan AK Parti gibi bugün olmayan bir partiyi halk iktidara taşıyabilir.

Şu anki hamlelerle her iki durumda da Devlet Bahçeli’nin adımları daha doğruymuş gibi görünüyor... Sonraki haftalarda yeni hamleleri tekrar değerlendirmek üzere…