Birkaç gün önce, Beşşar Esed’in kardeşi Mahir Esed’in Suriye’ye geri döndüğüne dair yalan iddialar duyan eski rejim unsurları atağa geçtiler ve bazı kontrol noktalarına ve Suriye ordusu güçlerine yönelik saldırılar düzenlediler. Ancak akıbetleri hüsran oldu. Bekledikleri Mahir Esed geri dönmemişti ve hepsi ya öldürüldü ya da yakalandı.

Suriye’de yaşanan bu olay, aslında gelecek döneme ilişkin çok ciddi ipuçları barındırmaktadır.

Trajikomik hikâye şöyle:

Gadfan Ganum isimli bir sanatçı Suriye’ye geri döndü. Gadfan’ın bir hayranı, “Mahir Esed Suriye’ye döndü” diye kinayeli bir sosyal medya paylaşımı yaptı. Bu paylaşımda aslında bir gönderme bulunuyordu; zira Gadfan Ganum bir filmde Mahir Esed rolünü canlandırmıştı. Söz konusu film, Esed rejiminin zulmünü ve yolsuzluklarını konu ediyordu.

Ancak rejimi destekleyen ve rejim taraftarlarınca iyi tanınan Ömer Rahman isimli bir medya çalışanı, bu kinayeyi anlayamadı ve haberin gerçek olduğunu sanarak Mahir Esed’in Suriye’ye geri döndüğüne dair bir paylaşım yaptı.

Üstelik rejim döneminden kalma bir alışkanlıkla, anlayamadığı bu kinayeli habere kendi yalanını da kattı. Rejim medya çalışanları, sürekli olarak rejimden duydukları yalan haberlere kendi kurgularını ekleyerek servis ediyorlardı; böylece “yalan içinde yalan” bir yapı oluşuyordu.

Ömer Rahman’ın paylaşımında şu ifadeler yer alıyordu:

“Silahlı gruplar Suriye kıyı hattından çekildi ve Mahir Esed, Rus hava desteğiyle Suriye’ye geri döndü.”

Bu yalan haber, rejim yanlısı Nusayri kitle arasında saman alevi gibi yayıldı. Ömer Rahman’ın yalanına başka yalanlar da eklendi. Rejimden arta kalan birçok hücre yapılanması, Suriye ordusunun güvenlik noktalarına saldırılar düzenledi. Bazı Nusayri mahallelerde sevinç gösterileri yapıldı; havaya ateş açanlar ve kutlama düzenleyenler oldu.

Hücrelerin harekete geçmesi üzerine Suriye ordusu hızla karşılık verdi ve saldırıları düzenleyenleri yakaladı; sahayı kontrol altına aldı. Ayrıca gizlendikleri yerlerden çıkan ve kendilerini ifşa eden birçok rejim hücresi de ele geçirildi.

Bu yaşananlar, Suriye’deki Nusayrilerin imajını da olumsuz etkiledi. Çünkü birçok Nusayri, “Biz rejimin işlediği suçları bilmiyorduk, bu yüzden karşı çıkmadık” gibi söylemler geliştirmişti. Ancak Mahir Esed’in geri döndüğüne dair çıkan söz konusu yalan ve buna verilen coşkulu tepkiler, bu söylemin inandırıcılığını daha da zayıflattı.

Gelelim benim analizime…

Bu olay bize gösteriyor ki Suriye’deki yeni yönetim, güvenliği sağlayabilmek için rejim hücrelerine karşı operasyonlarını sürdürmelidir. Rejim hücreleri varlığını sürdürdükçe güvenlik riskleri devam edecektir.

Nitekim bir yalan haberin bile böylesine etkili olabildiği bir ortamda, gerçekten Mahir Esed’in Rus ve İran desteğiyle Suriye’ye geri dönmesi hâlinde neler olacağını düşünmek gerekir. Ülkede, Libya’dakine benzer bir Hafter modeli ortaya çıkar mı? Bu ihtimali düşük görsem de tamamen göz ardı edemem. Bu yüzden, Suriye’deki yeni yönetimin kapsayıcı ve kuşatıcı olması elzemdir.

Hafter benzeri bir modelin ortaya çıkması için dış destek gereklidir. Bu olasılığı engellemek adına ciddi bir diplomasi yürütülmelidir.