İsrail’in Gazze’de sivillere yönelik katliamları sürerken İsrail ordusu ve polisi de ağır kayıplar vermeye devam ediyor. Özelikle son günlerde İsrail ordusunun Batı Şeria’da başlattığı operasyonlara yönelik Filistin direnişi ciddi saldırılar yaparlarken bireysel eylemlerin de bir sistematik içerisinde artmaya başladığını görüyoruz. Halid Meşal’in istişhad eylemlerine yedinden dönme çağrısı ile birlikte özellikle Batı Şeria’da art arda İsrailli işgal güçlerini hedef alan bireysel eylemler yapılmaya başlandı. Bu saldırılarda şu ana dek çok sayıda İsrail askeri, polis ve işgalci yerleşimci öldürüldü. Hamas, İsrail işgal güçlerine karşı istişhad eylemlerine ilk kez 1996 yılında başlamış ardından bu yöntemi kullanmaktan vazgeçmişti. Ancak İsrail’in soykırıma varan saldırıları ve ateşkes ihtimalinin iyice ortadan kalkmasıyla yeniden bir mücadele yöntemi olarak istişhad eylemleri araçsallaştırılmaya başlandı.

Batı Şeria’da İsrail bireysel eylemlerle kayıplar verirken özellikle Ürdün Vadisi’nde sınır hattında İsrail kontrol noktasına yönelik Ürdünlü bir kamyon şoförünün gerçekleştirdiği saldırı İsrail’de şok etkisi yarattı. Üç İsrail askeri yakın mesafeden öldürülürken çok sayıda İsrailli de yaralandı. Ürdün makamları saldırıyı Mahir Diab Hüseyin el-Cezi isimli bir Ürdün vatandaşının gerçekleştirdiğini açıklarlarken El-Cezi geride bıraktığı mektubunda bu istişhad eyleminin tüm Ürdün halkına ilham olmasını istediğini ortaya koydu. El-Cezi’nin Ürdün kraliyet ordusunun eski bir mensubu olduğu ve saldırının ardından Ürdün’de kahramanlaştırıldığı, ailesinin taziye evinde binlerce kişinin ziyarette bulunup destek verdiği bir süreç yaşandı. Bu durum sadece Filistinliler değil tüm Müslümanlardan benzer şekilde İsrail’e yönelik saldırıların gelebileceğini gösteren bir eylem oldu.

Bireysel nitelikte bu tarz eylemlerin önleyici istihbarat ve güvenlik tedbirleriyle engellenmesi mümkün görünmüyor, dolayısıyla İsrail açısından büyük bir meydan okuma olarak ortaya çıkan yeni bir durum var karşımızda.

İsrail Gazze’de sivilleri hedef alıp katliamlarına devam ederken büyük bir öfkenin birikmesine neden olmuş durumda. Bu bağlamda Hamas’a bağlı İzzeddin el-Kassam Tugayları Gazze’de tünel hatlarını kullanarak meskûn mahal direnişine devam ediyor. İsrail ordusu Philadelphi (Selahattin) Koridoru ve Netzarim’i elinde tutarken diğer bölgelerden çekilmek durumunda kaldı. Sahada ciddi kayıplar yaşıyor, son olarak İsrail’in elit kurtarma takımını taşıyan UH-60 Black Hawk tipi bir helikopter Netzarim bölgesinde düşürüldü ve çok sayıda asker öldürüldü. Yine Hizbullah düşük yoğunluklu olmak kaydıyla Kuzey Cephesi’nde İsrail ile asker angajmanına devam ederken Husiler de İsrail limanlarına gidip-gelen her türlü gemileri Kızıldeniz’de hedef almaya devam ediyor. Ancak tüm bunlarla birlikte Halid Meşal’in çağrısıyla yeni bir hareket tarzı olan, bireylerin kendini feda etmesini de göze alarak gerçekleştirdikleri istişhad eylemleri İsrail’i ciddi anlamla zorlamaya başlamış durumda. Zamanı ve yeri belli olmayacak şekilde gelecek bu tip saldırlar İsrail’in güvenlik algısına ciddi zarar verecekken İsrail halkının Netanyahu hükûmetine olan sabrını da iyice zorlayacak yeni bir süreci başlatacak. İsrail, Gazze’de yaptığı katliamların bir bedeli olduğunu görmek durumunda.