Moskova’daki suikast, sıradan bir terör eylemi değil. Öldürülen General Krillov, Rus ordusunun Radyolojik, Kimyasal ve Biyolojik Savunma Kuvvetleri’nin komutanıydı. Son dönemde yaptığı en önemli iş, Biden yönetiminin biyolojik silah laboratuvarlarını ortaya çıkarmaktı.

Krillov, geçen yıl yaptığı bir sunumda; ABD’nin Ukrayna’da salgın virüsü üreten laboratuvarlar kurduğunu, bunların açığa çıkmasından sonra tesisleri Ukrayna’dan Afrika’ya taşıdığını açıklamıştı. Krillov’a göre Amerikalılar, kuş gribi benzeri bir virüsü yayarak ikinci bir pandemi çıkaracaklar ve suçu da Putin’e atacaklardı.

General Krillov’un sunumunda, ABD’ye ait laboratuvarların yerleri ve çalışmaları detaylı şekilde anlatılıyordu. Ama hepsinden önemlisi, Biden’ın konuya şahsen dâhil olmasıydı. ABD Başkanı'nın geçtiğimiz günlerde affettiği oğlu Hunter Biden’ın sahibi olduğu şirket, bu işlerin tam merkezinde yer alıyordu. İlk bakışta bir biyoteknoloji şirketi olarak görünen yapı, pandemiye yol açabilecek yeni virüs tipleri üzerinde çalışıyordu. ABD merkezli başka biyolojik araştırma şirketleri ve hayır kuruluşları da aslında Pentagon için çalışıyor, büyük bir salgının hazırlığını yapıyordu.

ABD’de, Trump yanlısı isimler de Krillov’un iddialarını destekledi. Özellikle oğul Biden’ın kirli ilişkileri, uzun uzadıya konuşuldu. Hatta konu ABD Senatosu'na da geldi. Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland, Cumhuriyetçi Senatör Marco Rubio’nun sorduğu bir soru üzerine, Ukrayna’da biyolojik silah laboratuvarları olduğunu itiraf etti.

General Krillov, Ağustos 2023’te verdiği bir mülakatta şunları söylüyordu: ” KOVİD-19 yapay olarak çıkarılmış bir salgındı ve dünyaya İkinci Dünya Savaşı'ndan bile onlarca kat fazla zarar verdi. Amaç, büyük ilaç şirketlerinin trilyonlarca dolar kâr elde etmesiydi. Biden’ın oğlu tarafından Ukrayna’da kurulan biyolojik silah laboratuvarları ile ilgili ABD’lilere ve BM’ye binlerce sayfa belge sunduk. ABD’liler inkâr etme zahmetine bile katlanmadılar. Sadece, “Bunlar, ABD’nin güvenliği için gerekli işlerdir.” deyip kestirip attılar.”

Ukraynalı yetkililer, daha katil yakalanmadan “Krillov suikastini biz yaptık.” dediler. Katil de kısa süre içinde yakalandı. İlk bilgilere göre, Ukrayna’dan Rusya’ya sızmış. Yapacağı eylem için Dnipro’daki bazı kişiler ile 100 bin dolar ve bir Avrupa ülkesinin vatandaşlığı karşılığında anlaşmış. Eylemin arkasında, CIA ve İngiliz istihbaratının olduğuna kesin gözü ile bakılıyor.

En önemli soru ise orta yerde duruyor: Şayet bu eylem Ukrayna Savaşı'nın bir uzantısı olarak yapıldı ise neden hedef olarak cephede savaşmış veya savaş suçlarına karıştığı iddia edilen bir subay değil de cephe gerisinde ofis işleri yapan bir isim tercih edildi? Üstelik ABD’liler, Ukrayna’daki laboratuvarlarını çoktan Afrika’ya taşımışlar, Krillov’un öldürülmesinin Ukrayna cephesine ne gibi bir olumlu etkisi olabilir?

Bu soruların cevabı Rusya’da değil, Amerika’da gizli. Trump, başkanlık koltuğuna oturunca kendisine suikast dâhil her türlü tuzağı kuran küreselcilerden intikam almaya hazırlanıyor. Ukrayna’da barışı sağladıktan sonra Biden yönetiminin kirli işlerinin üzerine gitmesi, kuvvetle muhtemel. Trump’ın Ukrayna’dan çektiği ipin ucu gelip Kovid-19 pandemisine de dayanabilir. Kim bilir belki de Krillov’un öldürülmesi, Biden yönetiminin işi bırakmadan önce yapmaya çalıştığı delil temizliğinin bir parçasıdır.