İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak için karşılıklı yaptıkları bilgi alışverişine iletişim denir. İletişimde önemli olan bilgi alışverişinin karşılıklı olmasıdır. Anne baba çocuklarına, amirler memurlarına sadece emir veriyor ve tepkilerini dikkate almıyorsa, bu iletişim değildir! Bu durum tek yönlü olduğu için sadece bilgi vermek olarak değerlendirilir. İnsanların birbirleriyle iletişim içinde olmalarının gayesi, bazı temel ihtiyaçları gidermektir. Bu bakımdan ergenlik dönemi iletişim anlamında önem arz etmektedir. Ergenlik çağındaki gencin, fiziksel, sosyal ve duygusal yönden sürekli geliştiği için kendisini ifade etmeye, kendisindeki bu değişmeleri dile getirmeye ihtiyacı vardır.

“Ben büyüyorum, ben de sizin gibi yetişkin oluyorum, beni anlamıyor musunuz?” gibi ifadelerle haykırmak istemektedir aslında. Bu değişimleri paylaşacak bir yetişkine ihtiyacı vardır. Bu yetişkin de, ergenin en yakın ve model alabileceği kişiler olan anne babasıdır. Bazen ergenle konuşurken onu dinlediğimizi zannederiz Fakat onun anlattıklarına verdiğimiz pek çok tepki ile aramızdaki iletişimi birden koparırız Dolayısıyla genci sessizce dinlemeli ve bu davranışımızla onu kabul ettiğimizi göstermeliyiz. Hep konuşan biz olursak karşımızdaki gencin duygularını ifade etme özgürlüğünü kısıtlamış oluruz. Burada gencin kendini tam anlamıyla ifade etmesine fırsat verilmelidir.

Tabii ki, burada yargılama ve analize yer yoktur. Gençle iyi bir iletişim kurmak için empati yapmak gerekir. Kendimizi gencin yerine koyarak "Ben olsaydım ne hissederdim?" diye düşünmek ve gencin ifade ettiği duyguları isimlendirerek yansıtmaktır. Yani, “Fizik dersini hiç anlamıyorum...” diyen gençe yanıtımız “ Fizik dersi sana zor geliyor...” gibi olmalı. Bu örnekte yargılama, öğüt verme, eleştirme olmadan sadece onun yaşadıklarını göz önüne alarak gencin ifade ettiği duyguyu isimlendirdik. İyi bir dinleyici olmak için neler yapmalıyız?

Öncelikle bedensel olarak karşımızdaki kişiyi dinlemeye hazır olduğumuza inandırmalıyız. Elindeki gazeteye bakan, tırnaklarını törpüleyen ya da yemek yapmak için koşuşturan bir kişiye hangimiz bir şeyini anlatmak ister ki? Öncelikle konuştuğumuz kişi özellikle bir çocuk, ön ergen ise onun boy hizasına inerek göz teması kurmalıyız. Yüz yüze olmada en az konuşulan şey kadar yüz ifadesinden de mesajlar alırız.

Gözlerinin buğulanması, yüzün kızarması, gözleri kaçırma gibi pek çok sözsüz mesajı algılayabilmemize olanak sağlar. Böylelikle söylenen şeyle verilmek istenen mesaj hakkında bilgi sahibi oluruz. Genci dinlerken ne gibi iletişim engellerini kullanıyoruz : 1. Öğüt vermek: Şöyle yapma, böyle yap… 2. Çözüm getirmek: Bunu böyle yapmada şöyle yap. 3. Yönlendirmek: Üzüleceğine otur da ders çalış. 4. Yargılamak: Sen zaten hep kolaya kaçarsın. 5. Eleştirmek: Çocuk gibi davranıyorsun. 6. Ad takmak: Geri zekâlı, aptal! 7. Soru sormak: Neden, niçin? 8. Araştırmak: O sana ne dedi? 9. İncelemek: Hanginiz önce söyledi? 10. Teşhis: Aslında sen öyle demek istemiyorsun… 11. Tanı koymak: Ben senin aslında neden öyle yaptığını biliyorum. 12. Tahlil etmek: Aslında senin derdin başka… 13. Teskin: Aldırma boş ver. 14. Teselli etmek: Düzelir canım, dert etme geçer, üzülme. 15. Konuyu değiştirmek:

Başka şeylerden konuşalım. Bunların sonunda genç, haksızlığa uğradığını hissetme, anlaşılmama, sorunun aslında önemsiz ve saçma olduğunu düşünme, sinirlenme, direnç gösterme, isyan, çaresizlik, kızgınlık gibi duygular hissetmeye başlayabilir. Oysa gencin yukarıda saydığımız pek çok iletişim engeli yerine en önce dinlenmeye, kabul edildiğini hissetmeye ihtiyacı vardır. Siz hiç bir çözüm getirme durumunda olmadan sadece sessizce dinleseniz bile, gençte belli bir rahatlamaya sebep olacağınız için başarılı olursunuz. Konuşurken sorununun çözümünü kendi kendine keşfetme olanağını da vermiş olursunuz. Anlaşıldığını, kabul edildiğini, koşulsuz sevildiğini bilen bir gençle iletişim kurmak hiç de zor olmayacaktır. Bu bağlamda, sorunlar da kavgaya, isyana, çaresizliğe dönüşmeden rahatlıkla çözülecektir. Aile içi iletişim çok önemlidir. Aile içinde anne-babanın davranışları, ergenin haklarıyla sorumlulukları arasındaki dengeyi kurabilecek türden olmalıdır. Aile içinde ergene yöneltilen farklı davranışlar, ergenin dengesizlik ve kararsızlığını arttırır. Gençlerin sağlıklı gelişmesi için onlarla sürekli iletişim halinde olmak, psikolojilerini bilmek ve kişiliklerine saygı göstermek gereklidir.