Geçen hafta sonu, Mehmet Ali Dim Bey'in genel başkanlığını yaptığı Küresel Gazeteciler Konseyi'nin (KGK) düzenlediği gazeteciler buluşması için Alanya'daydım.
Gastronomi yazarlığım nedeniyle de Alanya'ya kadar gelmişken yöresel lezzetleri tatmadan dönmek olmazdı. İlçenin sevilen mekânlarından biri olan “Esma Hanım'ın Yeri”ni ziyaret ederek geleneksel Alanya mutfağının eşsiz lezzetleriyle tanıştım.
‘Küresel Gazeteciler’ Alanya'da buluştu
Üyesi olduğum KGK, Dördüncü Medya Çalıştayı'nı Türkiye ve dünyanın dört bir yanından gelen çok sayıda gazeteci ile tarihî ve turistik güzellikleriyle ünlü Alanya’da Eftalia Marin Otel’de gerçekleştirdi.
Alanya'nın büyüleyici atmosferinde gerçekleşen etkinlik gazetecilere, hem mesleki anlamda bilgi alışverişi hem de farklı kültürlerden insanlarla tanışma fırsatı sundu. KGK yönetimi ve çalışanlarının yoğun çabalarıyla kusursuz bir organizasyon gerçekleşti diyebilirim. Çalıştaya katılan gazeteciler, Alanya'nın eşsiz doğal ve tarihî güzelliklerini, İskele, Kızıl Kule, Tophane ve Tersane gibi önemli noktaları ziyaret ederek ilçenin zengin kültür mirasına tanıklık ettiler. Günün sonunda ise Dim Çayı'nda eğlenceli bir gecede moral depoladılar.
KGK Genel Başkanı Mehmet Ali Dim liderliğindeki konsey, böylesine başarılı organizasyonlarla uluslararası alanda adından söz ettirmeye devam edecek gibi görünüyor.
Medya paneli
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Doç. Dr. Hüseyin Yayman moderatörlüğünde gerçekleşen medya panelinde;
• Prof. Dr. Levent Eraslan, sosyal medyanın geleneksel gazeteciliğe etkisi
• Prof. Dr. Zakir Avşar, güncel olaylar ışığında medyada etik duruş
• Zafer Küçükşabanoğlu, medyada yapay zekâ
• İsmail Bayazıt, big data
konularında önemli açıklamalar yaptılar. Akşam da Lonicera Hotels’de başarılı bir ödül töreni düzenlendi.
Alanya mutfağı
Akdeniz’in kıyısında mavi ile yeşilin kucaklaştığı, tarih kokan bir yer Alanya. Her sokağında medeniyetlerin izlerini taşıyan bu ilçenin mutfağında hem doğunun hem de batının sade bir zarafeti görülür. Alanya mutfağı, tıpkı şehrin mimarisi gibi, kendine has bir dokuya ve eşsiz bir lezzet yelpazesine sahip.
Alanya'nın mutfak kültürünü anlamak için öncelikle kendinizi denizin şefkatli kollarına bırakmanız gerekir. Akdeniz’in serin suları, Alanya sofralarına taptaze balıklar sunar. Özellikle sabahın ilk ışıklarında teknelerden alınan balıklar, hemen o gün sofralara konuk olur, limon ve zeytinyağı ile buluştuğunda ise damaklar lezzetten mest olur.
Alanya’nın iç kısımlarına doğru ilerledikçe karşınıza çıkan dağlar, toprak ve bitkilerin uyumunu fısıldar ve her sofra, sanki birer hikâye anlatır; Yörüklerin göç yollarından, balıkçıların denize açıldığı o uzun sabahlardan, toprağın verdiği bereketten bahseder. Her lokmada Akdeniz’in rüzgârını, Torosların gölgesini ve tarihin derin izlerini bulursunuz. Alanya mutfağında özellikle keçi ya da oğlak eti, bu bölgenin kırsal yaşamının bir yansımasıdır. Yörük kültürünün izleri, sofralarda hâlâ canlıdır.
Alanya’nın lezzet hazinesi, her damağa hitap eden yöresel meze ve yemekleridir.
• Alanya (göç) çöreği
• Bumbar dolması
• Çiğirdek
• Çökelek salatası
• Etli aşure
• Göleviz yemeği
• Gülüklü çorba
• İlabada dolması
• Kelle paça çorbası (kurutulmuş etten)
• Kıvrım tatlısı
• Kuru bakla ve ülübü (börülce) piyazı
• Kuru patlıcan düzmesi (taratorlu)
• Kuşbaşılı mantarlı nohut (koyun veya keçi eti)
• Omaç
• Öksüz helvası
• Tömeken (semizotu) yemeği
• Un (övmeç) çorbası
• Yarpuzlu dövme çorbası
• Aranlı ve sütlü tarhana
(Kaynak: Alparslan Mustafa Tuncer, Doç. Dr. Meral Yılmaz tarafından yazılan “Yörük Mutfak Kültürü Alanya Yörükleri Üzerine Bir Çalışma” kitabı.)
Yöresel Alanya Ev Mutfağı Esma Hanım’ın Yeri
Programın arasına bir zaman sıkıştırarak yerel yemekleriyle ünlü Esma Hanım’ın Yeri’ne gittim.
Alanya’nın en eski taş sokaklarından birine adım attığınızda burnunuza gelen yemek kokuları sizi alır ve başka bir zamana götürür. İşte burada, sokakların tam ortasında, 1990’lı yıllarda kurulan “Yöresel Alanya Ev Mutfağı Esma Hanım’ın Yeri” sizi misafir etmeye her zaman hazır. Kapısından içeri adım attığınızda bir evin mutfağına girmiş gibi hissedersiniz. Burada yemekler, sıcak bir sobanın başında pişen annelerimizin yemeği kadar içten ve özenli. Esma Hanım, ileri yaşından dolayı mekâna pek gelemese de oğlu ve torunu işin başında. Beni karşılayan üçüncü kuşak Hasan Görücü hem okuyup hem de küçük kardeşiyle birlikte babasına destek oluyor.
Restoran, sadece yemekleriyle değil, ekibin sıcaklığıyla da kendini gösteriyor. Samimi tavırlarıyla misafirlerini bizzat karşılayan Hasan Bey, babasıyla birlikte âdeta Alanya'nın gülen yüzü. Onun misafirperverliği, Esma Hanım’ın mutfakta yetiştirdiği ustaların özeniyle de birleşince bu yer, yemek yemekten çok daha fazlasını vadediyor. Bir deneyim, bir anı, bir hikâye... Hangi köşeye baksanız yılların emekle yoğurduğu bir kültürün izlerini görürsünüz.
Gittiğimde pek vaktim olmadığı hâlde bana hemen küçük bir Alanya ziyafeti kuruldu diyebilirim. İkram edilen öküz helvası, gülüklü çorba ve laba dolması, Alanya’nın mutfak mirasını en iyi yansıtan yemeklerden bazıları. Tadamadığım ve en özel sırlarından biri olan badem kahvesi gibi lezzetler bu coğrafyanın doğasını, insanlarını ve geçmişini anlatıyordu sanki. Özellikle yörenin en güzel yemeklerinden biri olan gülüklü çorba, damağımda unutulmaz bir iz bıraktı.
“Yöresel Alanya Ev Mutfağı Esma Hanım’ın Yeri”, kendinizi bir dostun sofrasında bulacağınız bir yer. Bu mekân, geçmişin lezzetlerini bugüne taşıyan nadir bir köşe sanki. Alanya’ya gelip de buraya uğramadan dönmek, bir hikâyeyi yarım bırakmak sayılır.
Öküz helvası
Alanya’nın kendine özgü tatlılarından biridir. Bu helvanın adındaki "öküz" ifadesi zamanla bu özel lezzetin simgesi hâline gelmiştir. Güzel de bir hikâyesi var, bence siz gittiğinizde bizzat Hasan Görücü’den dinleyin. Geleneksel olarak bölgedeki düğünler, bayramlar ve özel günlerde yapılan bir tatlıdır. Öküz helvası, pekmez ve un karışımının tereyağında kavrulmasıyla başlar. Kavrulan bu karışım, pekmezden dolayı altın rengini alır ve yoğun bir aroma yayar. Büyük kazanlarda yapılmasının sebebi, çok sayıda kişiye ikram edilmesi geleneğidir. Alanya halkı için bu tatlı, paylaşmanın ve birlikte olmanın simgesidir.
Gülüklü çorba
Alanya’nın yöresel çorbaları arasında en dikkat çekici olanıdır. Bu çorba, adını içinde yer alan köftelerden alır. Yörede “gülük” olarak bilinen küçük köfteler, etin özenle yoğrulmasıyla hazırlanır. Çorbanın temelinde tavuk suyu yer alırken içine eklenen pirinç, nohut ve köfteler bu çorbayı zenginleştirir. Gülüklü çorba, Alanya’da özel günlerde, düğünlerde ve bayramlarda yapılan bir yemektir. Dumanı tüten bu çorba, sofralara sıcacık bir başlangıç sunarken bereketin de simgesi haline gelmiş; hem doyurucu hem de oldukça besleyici.
Laba olması
Alanya mutfağının belki de en karakteristik yemeklerinden biridir. Kökeni Osmanlı mutfağına dayanan Laba dolması, oğlak kaburgası içine doldurulan pirinç ve baharatlar ile hazırlanan iç harcı, uzun saatler boyunca kısık ateşte pişirilir. Laba dolması, tam bir sabır ve ustalık gerektiren yemektir. Dolmanın en dikkat çeken yanı, içine doldurulan malzemelerin özenle hazırlanmış olması ve pişirme sürecindeki dikkat gerekliliğidir. Oğlak eti, yumuşacık bir kıvam alırken içindeki baharatlarla birlikte âdeta damakta bir şölen yaratır. Genellikle kalabalık sofralarda, bayram yemeklerinde ve düğünlerde ikram edilen bu yemek, Alanya’nın Osmanlı’dan günümüze taşıdığı bir mirastır. Her lokması, zengin bir geçmişin ve mutfak kültürünün izlerini taşır.