Her yetişkinin kendine dair iş eğitim ve diğer alanlarda hedefleri vardır. Bu hedefler yakın ve uzak planda birbirinden farklı hususiyetleri içinde barındırmaktadır. Kısacık dünya hayatımız için yakın ve uzak hedeflerimiz var iken her şeyimiz olduğunu iddia ettiğimiz çocuklarımızın dünya ve ahiret mutluluklarını sağlama, sağlıklı bir ruh haliyle yetişmeleri ve manevi değerlerle bezenmeleri adına da mutlaka yakın ve uzak hedeflerimiz/planlarımız olmalıdır. Çocuklarına dair yakın ve uzak hedefleri olmayan, “oğluma, kızıma şu yaşa geldiği zaman şu değeri kavratacağım, şu ibadeti yerine getirir hale gelmesi için çalışacağım” şeklinde planları olamayan ebeveynlerin Allah’ın kendilerine yüklediği sorumluluğu yerine getirip getirmediklerini tekrar gözden geçirmesinin zorunluluk olduğu kanaatindeyim. Çocuklarımız bize Allah’ın emanetidir. Çocuklarımızı maddi-manevi en güzel şekilde yetiştirmek zorundayız. Dolayısıyla çocuklarımızı maddi ve manevi olarak en iyi şekilde eğitmeliyiz. Çocuğumuzu kötü alışkanlıklardan korumak için gereken tedbirleri almalı, onların inanç, ibadet ve güzel ahlak sahibi olmalarına katkı sağlamalıyız.

Çocuk yetiştirmek en zor ve hayat boyu devam eden önemli bir uğraştır. Allah Teâlâ Kur’an’da şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun” (Tahrim, 66/6) Peygamberimiz (s.a.v.) de şöyle beyan etmektedir: “Hepiniz sorumluluk taşımaktasınız ve sorumluluğunuz altındakilerden mesulsünüz…” (Riyazu’s-Salihin Terc. c. 2, Hds. 656) İnsanın eğitilebilir ve değiştirilebilir bir varlık olduğu göz önüne alındığında eğitimin önemi daha iyi anlaşılabilir. Peygamberimiz (s.a.v.), “Her çocuk İslâm fıtratı üzerine doğar, ana-babası onu Yahudi, Hristiyan veya Putperest yapar” (Buhârî, Cenâiz 79) buyurarak aile ve çevre faktörünün çocuğun yetişmesi üzerinde çok büyük etkisi olduğunu belirtmektedir. İslâm eğitimi, insanı bir bütünlük içerisinde eğitmeyi, iyi insan ve iyi Müslüman yetiştirmeyi hedef alır. İslâm eğitimcilerine göre, çocuğun eğitimine çok erken yaşlardan itibaren başlanmalıdır. Başlangıçta beslenme, giyinme, sosyal ilişkiler ve oyun gibi tabii davranışların eğitimine önem verilir. Özellikle çocuk konuşmaya başladığında Allah ve Peygamberimizin ismi öğretilmeli, Allah ve Peygamber sevgisi de verilmelidir. Daha sonraki yıllarda ise dinin inanç, ibadet ve ahlâk boyutu çocuğun yaşına, psikolojisine uygun bir şekilde onu sıkmadan anlatılmalıdır. Çocuk yetiştirmenin amacı; kendisi, ailesi ve toplumu için faydalı olma bilincinde olan, kişilikli, manevî değerlerine saygılı, ahlâklı nesiller yetiştirmektir. Çocuklarımız kötü arkadaş, internet ve zararlı neşriyat, sigara, alkol, hırsızlık, kumar ve uyuşturucu gibi tuzaklarla karşı karşıyadır. Bu sebeple anne-baba bunlara karşı çok dikkatli olmalı ve çocuklarını islam’a, güzel ahlaka aykırı şeylerden korumalıdır. Çocuklarımızı bu gibi tehlikelerden koruyacak en etkili ve güçlü kalkan, iyi bir din eğitiminin verilmesidir. Çocuğa, yaradılış gayesinin Allah’a kulluk olduğu, hayatın imtihan hayatı olduğu da öğretilmelidir.

Çocuğumuzu imanlı, güzel ahlâklı bir şekilde yetiştirmeliyiz. Güzel ahlâklı olmak demek; kimseye zarar vermeyen, insanlarla iyi geçinen demektir. Güzel ahlâklı olan kişi hem kendine, hem ailesine, hem de topluma faydalı olur. Dinî eğitimin yanında, küçük yaşlardan itibaren çocuğa iyi bir ahlâk eğitimi de verilmelidir. Çocukların yaşları göz önünde bulundurularak görgü ve nezaket kuralları öğretilmeli ve edep ve adaba aykırı davranışlar görüldüğünde en güzel bir şekilde uyarılmalıdır. Geleceğimiz olan çocuklarımızın beyinlerini ilim, gönüllerini mâneviyat, hayatlarını edep ve ahlâk ile süslemeli, onlara hayatın her alanında başarılı olmayı öğretmeliyiz. Küçük yaşta öğretilen ahlâkî değerler ve din eğitimi yoluyla verilen temel dinî bilgiler, öğretilen emir ve yasaklar, ezberletilen ayet ve duâlar, çocuğun düşünce ufkunu genişletir, dini hayatını şekillendirir. Çocuğun fıtratında var olan din duygusunu geliştirir, çocuğu ahlâkî olgunluğa eriştirir. Ayrıca en önemlisi de çocuğa bazı kurallar öğretilirken ve ondan bu kurallara uyması beklenirken aynı kurallara önce anne ve babanın uyması gerektiğidir. Çünkü çocuk duyduğunu değil, gördüğünü öğrenir ve uygular. Bu sebeple anneler ve babalar çocuklarına çok iyi örnek olmaya özen göstermelidirler. Ne mutlu dünya ve ahiret saadeti için çocuğunu İslâm inancı ve ahlâkı ile yetiştirmeye gayret edenlere!