Bir aile yuvası çatısı altında buluşan esler, evlendikleri andan itibaren karşılıklı bir takım hak ve sorumluluklar altına girerler. Kur’ân’da Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır: “... Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi. Kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır. Ancak erkekler bu haklarda kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler. Allah azizdir. Hâkimdir.” (Bakara 2/228) Peygamberimiz (s.a.s.) bunu bize bildirmektedir: “Dikkat ediniz, kadınlar üzerinde haklarınız olduğu gibi, kadınların da sizin üzerinizde hakları vardır.” 5 Aile hayatı yaşamanın insana sağladığı birtakım haklar ve yüklediği sorumluluklar vardır. Bu haklara saygı göstermek ve sorumlulukları yerine getirmek gerekir. Bu da eşlerin her birisinin kendi üzerine düşen görevleri yapması ile mümkün olur. Zaten, Hak denilince de korunması, yerine getirilmesi gereken hususlar akla gelmektedir.
Erkeğin eşine karşı görevlerini şöyle sıralayabiliriz:
1. Mehir: Evlenme sırasında erkeğin kadına ödediği veya ödeme yükümlülüğü altına girdiği para veya mal demektir ve kadının hakkıdır. Yüce Allah şöyle buyurur: “Kadınlara mehirlerini cömertçe verin. Eğer ondan gönül hoşluğu ile size bir şey bağışlarsa onu âfiyetle yeyin.” (Nisâ 4/4)
2. Eşler arasında karşılıklı sevgi ve saygı olmalı,
3. Erkek yeme-içme, giyim ve barınma gibi ailenin maddi ihtiyaçlarını helâl yönden temin etmelidir,
4. Erkek, ailesinin İslâmî vazifelerini en iyi şekilde yapmasına yardımcı olmalı ve gerekeni yapmalı. Bu itibarla erkek, aile fertlerinin özellikle de eşinin bilgi ve kültür düzeyinin yükselmesini sağlamalı, özellikle dinî eğitimini alması konusunda çok hassas olmalıdır. Her türlü kötülüklere ve olumsuzluklara karşı ailesinin şeref ve haysiyetini korumalı, eşinin sırlarını ifşa etmemelidir.
5. Erkek, hanımına karşı sert olmamalı, asla şiddet uygulamamalı yumuşak, nazik davranmalı. Çünkü dinimizin emri de budur.
Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Kadınlarla iyi geçinin.” (Nisâ, 4/19) “Peygamberimiz (s.a.s.) de şöyle bildirmektedir: “Mü’minlerin iman yönünden en mükemmel olanı, ahlâken en iyi olanıdır ve sizin en hayırlınız da kadınlara karşı en iyi davrananızdır.” 6 “Bir kimse, karısına kin beslemesin. Onun bir huyunu beğenmezse, bir başka huyunu beğenir.” 7 Erkeğin eşiyle mutlu olması için şu husulara da dikkat etmelidir:
- Kadınların erkeklere Allah’ın bir emaneti olduğu unutulmamalıdır,
- Erkek eşine değer verdiğini hissettirmelidir,
- Erkek, eşiyle iyi geçinmeli, sinirli, hırçın, kaba ve kırıcı olmamalıdır,
- Sohbet bir ihtiyaçtır. Evimizde eşimizle canlı ve aktif bir sohbet atmosferi meydana getirmeliyiz,
- Eşimizin evimizdeki fedakârca çırpınışlarını daima takdirle anmalıyız ve ona mutlaka yardımcı olmalıyız,
- Kendi anne-babanıza, akrabalarımıza götserilmesini istediğiniz saygı kadar, onun da anne, baba ve yakınlarına hürmetkâr olmalıyız,
- Ne kadar meşgul ve çalışmalarınız ne kadar yoğun olursa olsun mutlaka yalnız eşimize ayıracağımız bir vakit bulmalıyız,
- İşyerinde yaşamış olduğunuz problemleri kapının dışına atarak içeriye güler yüzle girmeye çalışmalıyız,
- Arada sırada ufak da olsa hediyelerle eşimizin gönlünü almalıyız,
- Evimizi ilgilendiren hususlarda eşimizle istişare etmeyi ihmal etmemeliyiz. Ondan gizli işler yapmamalıyız,
- Eşimizin hatalarını ararken, bizim de mükemmel ve kusursuz olmadığınızı düşünmeliyiz,
- Prensip olarak tek kadınla evlenilir. İslâm’da aile esas itibarıyla tek evlilik üzerine kurulmuştur. Fakat belirli durumlarda kocanın dörde kadar evlenmesine izin verilmiştir. Ancak bunun bir emir değil; belirli şartlarla başvurulan bir ruhsat olduğu unutulmamalıdır. (Bkz. Nisâ, 4/3)
- Aile reisi olarak erkek, gereken sorumluluğu yerine getirmelidir. Tabiî ki, ailenin başkanı olmak; gururlu, kibirli ve sert davranmaya sebep değildir. Sorumluluğun erkekte olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla Ailesini huzur ve mutluluk içerisinde idare etmeyi bilmeli ve onlara çok iyi davranmalı ve buna çok dikkat etmelidir. Kadın da, evin huzur ve mutluluğu için gereken fedakârlığı yapmalıdır. Erkek olsun, kadın olsun her insanın dünyaya gönderiliş hikmeti, Kur’ân-ı Kerim’de “ibâdet“olarak açıklanıyor. İbâdet, yani kulluk yapmak, Allah’ın emirlerine uygun bir hayat geçirmek. İşte bu gâyenin gerçekleşmesinde karı-koca birbirine yardımcı olacak, sevgilerini ispatlayacaklardır. Öyle ki, beraberlikleri ve mutlulukları, ölümle son bulmasın; ebediyyen devam etsin.
- Dini yaşantımızda Hz. Peygamberin aile hayatını örnek aldığımızda hem dünyada ve hem de ahirette mutlu olacağımızı unutmamalıyız.