CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, PKK terör örgütü soruşturmasında gözaltına alındı. Suçlamalar hayli ağır. 694 PKK’lı ile sayısız kez görüşme yapmış. Görüşmeler için Belçika’dan alınma gizli SIM kartlar kullanmış. Özer’in sık sık görüştüğü kişilerden biri de PKK’nın en önemli üç isminden biri olan, Türkiye’nin kırmızı bülten ile aradığı terör elebaşı Remzi Kartal.
Özer, daha başkan adayı iken hem TV’lerde hem de köşemizde defalarca uyarmış, “Bu adam PKK ile ilişkili, karanlık bir tip. İstanbul’da bir ilçenin yönetimine geçmesi güvenlik sorunu doğurur.” demiştik. Uyarılara kulak asmayan CHP, PKK’nın uzantısı ile yaptığı “kent uzlaşısı"nda ısrar etmişti. Şimdi üzerlerindeki terör gölgesi iyice koyulaşıyor.
Gelecek günler CHP için çok daha sıkıntılı bir sürece gebe olabilir. Çünkü Ahmet Özer davası, büyük olasılıkla burada kalmayacak. Birincisi, Özer’in çok geniş bir iletişim ağının içinde, belki de merkezinde olduğu anlaşılıyor, işin ucu ciddi terör suçlarına dayanabilir.
İkincisi, CHP’deki PKK iltisaklı yöneticiler, Ahmet Özer’den ibaret değil. Özellikle büyükşehirlerin belediye yöneticileri ve meclis üyeleri arasından hayli tuhaf tipler çıkabilir.
CHP, 2014’te “Bir oy CHP’ye, bir oy HDP’ye” diye kampanya başlattığında da uyarmıştım. “Bu sürecin sonunda CHP’nin içine PKK kaçacak.” demiştim. Türkiye siyasetini de CHP’yi de PKK’yı da çok iyi biliyorum. Olayların başka türlü gelişmesine imkân yoktu. Ama CHP’yi yöneten seçkinler takımı, bizleri değil Brüksel’i, Washington’ı dinlemeyi seçti.
CHP’nin başkan adaylarının önemli bir bölümü, Ekrem İmamoğlu tarafından belirlendi. PKK sanığı Ahmet Özer de İmamoğlu’na çok yakın bir isim. Ekrem Bey’in DEM-PKK ile olan ilişkilerini, Özer organize ediyordu. Nitekim İmamoğlu, daha işin aslını astarını öğrenmeden Özer’e koşulsuz destek verdi. PKK’nın santrali hâline gelmiş adama, “kıymetli bilim insanı” diyerek sahip çıktı. Kendisine yönelttiğimiz “PKK elebaşıları ile görüşmeler yapmanın bilim insanlığı ile ne ilgisi var?” sorusunu ise hep yaptığı gibi yanıtsız bıraktı.
İmamoğlu’ndan yanıt alamayacağımızı biliyorum. Ama böylesi durumlarda maalesef devletten de yanıt alamıyoruz. Yetkili mercilerin, İmamoğlu ile PKK santrali Ahmet Özer arasındaki ilişkiyi aydınlatması lazım. "Ateş olmayan yerden duman çıkmaz." denir ya hani, İmamoğlu ile ilgili konularda bırakın dumanı, ortalık cayır cayır yanıyor ama Ekrem Bey’in olaylardaki rolü hep sisler arkasında kalıyor. Para kuleleri, Edremit’teki zeytinliklere yapılan villalar, şaibeli belediye ihaleleri, yandaşlarına peşkeş çekilen kadrolar, kurumlar… İmamoğlu, her konuda âdeta gizli bir el tarafından korunuyor. Halk, Ekrem İmamoğlu-Ahmet Özer ilişkisinin boyutunu, tarafların bu yakınlığının arkasında ne gibi bir alışverişin olduğunu bilmek istiyor.
'ONUNCU YIL MARŞI'NI OKU MİLYONLARI KAP
CHP’li belediyeler, Cumhuriyet Bayramı konserlerine yine yüz milyonlarca lira para akıttılar. Belediyelerin, eğlence işlerine para harcamasına karşı değilim. Sonuçta bunlar da halka hizmettir. Ancak, temel belediyecilik hizmetlerini vermeyen, çöp toplamayan, yolları onarmayan, denizleri temizlemeyen belediyelerin eğlenceye bu kadar para harcaması kabul edilebilir şey değil.
Belediye emekçileri alın teri ile hak ettikleri maaşlarını alamazken isminden başka bir özelliği olmayan, Cumhuriyet'imizin kalitesine yakışmayan üçüncü sınıf çalgıcı takımına milyonlarca lira vermek hiç de adil değil. CHP’li başkanlar, gazino şarkıcılarına yılda bir kez Onuncu Yıl Marşı söyletmekten daha nitelikli, daha yaratıcı yöntemler bulmalılar.