Hemen her gün bir kürsüden "evlilik yaşı, kadının çalışması ve cennette erkeğe hediye edilecek hurileri" dinler veya seyreder olduk.

Cem Yılmaz'la yarışırcasına komedyenliğe soyunanlar bile vardı, katıldıkları canlı yayınlarda transseksüel bir sanatçıya "beyanı öyle" olduğu gerekçesiyle "kadın" diyen de…

Ya da resmî bir kurumda kimin yazdığı belli olmayan fetvaya göre, öz babanın kızını kalın elbisesinden tutarak ya da vücuduna bakıp düşünerek şehvet duymasının haram olmadığını öne süren de.

**

Anlı şanlı hocalarımız var.

Hepsi maşallah allame. İlmiyle gündeme gelen de var, faize ve rüşvete "olur" veren de.

Sosyal medya bu kadar yaygın değilken, hocalar henüz şöhret belasına bulaşmamışken de sıkça tartışıyorduk bu konuları.

Sosyal medyanın yaygınlaşması ile tebliğde sınır da kalmadı.

**

Fenomen hocalar var misal.

Her gün yeni bir trendle karşımıza çıkanlar var.

Instagram üzerinden lüks hayatlarını sergileyip ardından "dünyadan el etek çekmek" üzerine vaaz verenler...

Kendilerini her gün farklı bir kimlikle sunan ve takipçilerinin sayısıyla övünenler...

**

Korkudan beslenen hocalar var misal.

Kıyamet senaryoları yazıp bunlar üzerinden kitaplar, seminerler ve özel oturumlar düzenleyenler...

Din üzerinden korku yayarak kazanç elde edenlerden de uzak durun.

Bunlar sadece insanları manipüle eder ve kendilerine bağımlı hâle getirir.

**

Bir kısmı ise cinselliğe takıntılı durumda. Erkeğe dört eş zaten helal de cariyenin haddi hesabı yok. Hele cennet erkek için tam cennet. Huri tasvirleri ise akıllara ziyan…

Hatta geçen gün, “Kimin aklına gelir böyle şeyler?” dedirten bir anlatıma da şahit oldum. ‘Hoca’ya göre, peygamberler mezarlarında diri olup gerçek hayattan daha kuvvetli cinsellik yaşayıp eşleri ile birleşiyorlarmış.

Başka işleri yok sanırım. Bir insan bunu neden merak eder ve bir hoca bunu neden bu kadar detaylı anlatır, anlamak mümkün değil.

**

Bu tip hocaları elemek kolay.

Asıl sıkıntı, bu toplara girmeyenlerde.

Sureti haktan görünüp fitneyi derinleştirenler…

Eline 'Nûr' alıp abasının altına sopa saklayanlar…

40 sene uykuya yatıp fitne için uyananlar.

Başta dedik: Rüşvete fetva verenleri vardı. Hâlâ aynı düşüncedeler mi bilmiyorum ama bir yetkilinin, “Falan derneğe yardım yaparsan işini görürüm.” demesi ve başvuranın bu "yardımı" yapması rüşvet değilmiş.

40 sene "namaz" der, "zekât" der, "züht" der; bir gün rüşvete fetva verir ve 40 senelik sermayesini çöpe atar.

**

Böyleleri, kazanı kaynatıp suyu bulandırmak isteyenlere çokça malzeme veriyor.

Peki, kimi dinleyeceksiniz, dinleyeceğiz?

Kimi dinleyeceğinize karar veremem ama kimi dinlemeyeceğinizi tarif edebilirim;

Siyasete dalanlara kendinizi kapatın:

*Hangi cenahta olursa olsun, bir hoca siyasetin bir kulpundan tutmuşsa açık bir biçimde çanak yalayıcıdır. Tarikat veya cemaatlerin sair zamanlarda siyasi partilere destek açıklamalarından bahsetmiyorum. Particilik ya da anti-particilik yapanlara sözüm.

*Sözü ve eylemi bir olmayanları dinlemeyin: Adaletten bahseder ama adaletin ‘a’sından bihaberdir. Atama ve adam kayırma için yapmayacağı iş yoktur.

*Bağırarak konuşanların sesini kısın: Sesin yüksek çıkması ve yüksek bir tondan konuşulmasından bahsetmiyorum. Boğazı çatlarcasına bağıranlar söz konusu.

*Mantığa aykırı şeyler söyleyenleri dikkate bile almayın.

*Her konuda ahkâm kesenler: İslam hukuku hakkında ahkâm kesip ardından ekonomi, siyaset ve hatta spor hakkında görüş bildirenler... Her konuda bilgi sahibi olduklarını iddia eden ama derinlemesine hiçbir konuda uzman olmayanlar...

*Zengin hocalardan kaçın: Otel zincirleri kurup akşamları yağlı börek yiyip de televizyon ekranından züht tavsiye edenleri, gözyaşları içinde "Efendimiz açlıktan karnına taş bağlardı!.." diyenleri ‘zap’layın. Başına sardığı marka sarığa verdiği 30 bin liranın helal olduğu için sorun olmadığını savunanları da… Hülasa, serveti 30 cm derinliğinde bir sepete sığmayan "âlimlerden" kaçın.

*Göbekli ve şişmanlardan uzak durun: Bunlara şikemperver denir. “Efendimiz (s.a.v.) açlıktan karnına taş bağlardı!..” diye ağlarlar ama gözyaşları göbeklerinden yere düşmez. İşkembelerinin büyüklüğü sebebiyle ayakuçlarını bile göremezler. Beden kitle indeksi 18,5 sınırında olmayanları hiç dinlemeyin. Zira nefsine hâkim olamayıp işkembesini sevindiren ve göbeği yüzünden konuşurken tıkanan adam ne hocadır ne âlimdir ne de fetva makamındadır.

Başlıktaki "şikemperver" bir sıfattır. "boğazına düşkün, yemek yemekten zevk alan, yemek yemeyi seven kişi" anlamına gelir.