Pahalılıkta almış başını giderken aşure yapacaklar burda mı. Bayılırım aşureye yeni yapılmış dumanı üstünde. Tatlıları sıcacık severim muhallebiyi , sütlacı ve aşureyi tabiki de. Fındığı cevizi bol oldumu yemeğe doyum olmaz. Fakat şimdi kaç kişi var aşure yapacak merak ediyorum doğrusu. Porsiyonları küçültsek daha az kişiye ikram etsek geleneğe saygısızlık olur mu bilmem. Kimimizin ağzının suyu akacak belli oldu. Yine gösteriş merakı olanlar çarşaf çarşaf fotolar koyacak. Biz de öylece bakanlardan mı olacağız dersiniz. Semtin birinde misafirliğe gitmişken aşure gününe denk gelmiştim. Komşunun biri aşure dağıtıyordu elleri dert görmesin. Benim de gittiğim ev sahibesi baktım kaç çeşit malzeme koyduğunu sayıyor. Fındığı azmış cevizi yokmuş üzerinde nar da olsaymış gibi tavsiyelerde bulundu kendince. Hayatım da ilk kez böyle bir şeye şahit oldum. Küçümsüyordu kendince malzemesi azmış filan deyince mahalli terk etmek durumunda kaldım.

Meğer bu semtte böyle gösteriş merakı varmış. Vay be dedim içimden bir daha da uğramadım oraya. İnsanlara bak neyin derdine düşmüşler herkes benim malzemem bir çeşit daha fazla olsun diye maratona girmiş. Ey Allahım bu günleri de mi görecektik bu edepsizliklerine bir de aşureyi alet etmeleri beni yerden yere vurdu. Aşurenin anlamını, hissiyatını kavrayamamış insan topluluğu, bunların çoğunluğu malesef benim hem cinslerim. Ne yapacaksın acaba içinde kaç çeşit olduğunu bilsen, müzeye mi koyacaksın yoksa rekorlar kitabına mı teklifte bulunacaksın anlamak bile istemiyorum. Ben nohutu, fasulyeyi, buğdayı doldurup usulune uygun gösterişten uzak bir aşure yapacağım sana ikramda bulunmam olur biter daha henüz ismini bile duymadığım tadını bilmediğim çerezler ve meyveler olmayacak üzgünüm. Sen fırsatı değerlendir bakalım. Bir güzel süsle gelin gibi senin ki en güzel aşure olsun. Ben dilim döndüğünce aşurenin önemini anlatacağım.

Aşurenin varoluş hikayesinin Hz. Nuh tufanı ile başladığı rivayet edilir. Hz.Nuh, Hz. İdris peygamberden sonra gönderilen peygamberlerden biridir. Aşurenin hikâyesi ise şu kıssaya dayanmaktadır: Hz. Nuh’un oğulları olan Sam, Ham ve Yasef kendisine iman etmelerine karşın diğer asi oğlu Kenan ve kavminden pek çok kimse ona inanıp iman etmez. Bin seneden fazla Allah’ın emirlerini kavmine tebliğ etmesine karşın ne yazık ki Hz. Nuh (a.s.), çok zulme uğrar ve inanmayanların alaylarına maruz kalır. Sonunda kavmini Allah’a şikâyet eder. Allah (c.c.) , Hz. Nuh’a çok büyük bir gemi yapmasını emreder. Ve ona yardım etmesi için Cebrail’i (a.s.) kendisine yardımcı gönderir. Hz. Nuh (a.s) emre itaat ederek büyük bir gemi yapar ve kendisine iman eden ne kadar mümin varsa onları gemiye bindirir. Her cinsten birer çift hayvanı da yanlarına alır. Ve Allah (c.c.) sonunda büyük tufanı kopartır. Gökten yağan yağmurlar ve yerden fışkıran sular bütün yeryüzünü kaplar.

Bu sırada büyük gemi hareket eder. Sadece gemiye binen müminler kurtulur. Gemi aylarca suda kalır. Bu zaman zarfında yanlarına aldıkları yiyecekler tükenmeye başlar. Geriye kalan yiyecekleri bir kazanda toplayarak bir çorba pişirmeye başlarlar. İşte o zamanda yapılmış çorbaya bugün ‘Aşure’ diyoruz. Aşurenin hikâyesi de bir rivayete göre bu kıssaya dayanmaktadır. Aşure yüzyıllardan günümüze kadar değişmeyen bir gelenek haline gelmiştir. Osmanlı zamanında bu aya çok önem verilirdi. Muharrem ayının 10. günü oruçla başlanır ve kazanlarca aşureler yapılıp eşe dosta, konu komşuya ikram edilirdi. Hatta aşure dağıtan gönüllü “aşure sebilcileri” fakire, fukaraya aşure dağıtırdı. Muharrem ayı dinimiz açısından önemli olan pek çok hadisenin de yıldönümüdür.

Cenab-ı Hak yeryüzünü ve gökyüzünü bu ayda yaratmış, birçok peygamberine yine bu ayda olan Aşure gününde özel ihsanlar sunmuştur. Ayrıca dinimiz açısından önemli olan pek çok olay yine Muharrem Ayı’nın 10. gününde gerçekleşmiştir. Aşure günü bu ayın onuncu ve en kıymetli günüdür. Allah-ü Teala, birçok duaları bu günde kabul buyurmuştur. Muharrem Ayı’nın 10. gününün pek çok üstünlükleri vardır. Dolayısıyla Aşure gününün Muharrem Ayı’nda olması bu ayın kıymetine kıymet katmıştır. Bu güzel aydan nasiplenenlerden olalım inşallah. Boluk ve bereketimiz için aşurelerimizi gösterişten uzak pişirip ikram edelim. Afiyet şifa olsun bereketli günler...