Geçtiğimiz hafta, tarihî ve doğal güzellikleriyle beni mest eden il Elâzığ’daydım. Doğu Anadolu’nun incisi bu şehir, Yukarı Fırat havzasında deniz seviyesinden 1.067 m yüksekliğinde yer alıyor. Elâzığ’ın asırlara meydan okuyan tarihi, Harput Kalesi’nin gölgesinde şekillenirken 1834 yılında Reşid Mehmet Paşa tarafından bugünkü yerine taşınıyor.  

Elâzığ, geçmişiyle geleceğini bağdaştıran, büyüleyici bir atmosfere sahip

Elâzığ’da çok güzel dostlar edindim ve aynı zamanda zengin bir mutfak kültürüyle tanıştım. Ziyaretçilerini derinden etkileyen Elâzığ’ın dar sokaklarında gizlenmiş, geleneksel lezzetlerin modern yorumlarıyla harmanlandığı mekânlar, damak zevkine unutulmaz yolculuklar sunuyor. Yerel halkın sıklıkla tercih ettiği birbirinden farklı tatlar sunan bu küçük dükkânlar, yöresel tatların da birebir adresi niteliğinde.

Elâzığ mutfağından örnek yemekler

Harput köftesi: Tandırda pişirilen ve özel baharatlarla zenginleştirilmiş bir lezzettir. Yanında yoğurtla servis edilir.
Kara kavurma: Közde pişirilmiş dana eti ile hazırlanan kara kavurma, eşsiz aromasıyla öne çıkar. Yanında közlenmiş biber ve soğanla servis edilir.

Lobik çorbası: Börülceye benzeyen lobik ve bulgurun bir araya gelmesiyle hazırlanan çorba, hem doyurucu hem de lezzetlidir. 
Gömme: Hamur ve iç harcın bir araya gelmesiyle fırında pişirilen, doyurucu ve lezzetli bir hamur işi yemeği. İç harcı genellikle kıyma, bulgur, soğan ve baharatlardan oluşur. Hamuru ise, kalınca açılmış yufkalardan yapılır.
Taş ekmeği: Taş üzerinde pişirilen şerbetli bir tatlıdır. İncecik krep hamurlarının şerbetle ve cevizle buluşmasıyla ortaya çıkan bu lezzet, hem görsel hem de lezzet olarak oldukça zengindir.
Palu tava: Kırmızı et ve yeşil biberin belirli bir yöntemle pişirilmesiyle hazırlanan doyurucu ve lezzetli bir yemek. Etin yumuşaklığı ve biberlerin acısının, yağın lezzetiyle birleşmesi, Palu tavaya eşsiz bir tat verir.

İbrahim Ethem Restaurant  

Elâzığ Ticaret Odası Başkanı İdris Alan Bey'i ziyaretimizde, nezaketiyle bizi ağırlayan bu iş insanı, oğlunun adını taşıyan restoranına bizi davet etti. Gece yarısına doğru, Elâzığ’ın merkezinde yer alan bu şık restorandaydık. Bizi karşılayan, İdris Bey'in oğlu ve aynı zamanda restoranın yöneticisi İbrahim Ethem Alan oldu. Hazardağlı’da bir şubesi daha bulunan restoran, şehir merkezinde gece lezzetlerine farklı bir soluk getiriyor.

2006 yılında kurulan restoran, sektörün modern ve güleryüzlü anlayışını da Elâzığ'a taşımış. Özellikle ailelerin, gece geç saatlerde bile gönül rahatlığıyla paça çorbası içebilecekleri nezih bir mekân arayışına cevap olmuş. Menü, kelle paça ve çorba çeşitlerinin yanı sıra ızgara ve pide seçenekleriyle oldukça zengin. Ailenin en büyük amacı, Elâzığ'ın eşsiz lezzetlerini hem şehir sakinlerine hem de dışarıdan gelen misafirlere en iyi şekilde sunmak.

Restoranın en sevilen lezzetleri arasında, özel baharatlarla marine edilerek kızgın ateşte pişirilmiş "kaynatma" adlı paça yemeği, özel mercimek "Sultan Süleyman çorbası", tereyağı ve kekikle harmanlanarak fırında pişirilen "kiremitte kelle" yer alıyordu. Ayrıca tereyağlı, kiremitte bumbar da damakları şenlendiren lezzetler arasında.

Fırat Üniversitesi Sosyal Merkezi ve Akbulut Kasap 
“Palu teşt” ve Akbulut ailesinin lezzet mirası

Fırat Üniversitesi Sosyal Merkezi'nin güler yüzlü ustabaşısı Sinan Akbulut, Elâzığ ziyaretimizde sıcak bir karşılama ve unutulmaz lezzetlerle ağırladı bizi. Özellikle, Akbulut ailesinin nesilden nesile aktardığı geleneksel yemek "Palu teşt", damağımda derin izler bıraktı. 

Sinan Usta'nın anlatımıyla, Akbulut ailesinin köklü bir geçmişi bulunuyor. Hacı Şükrü Akbulut'tan bu yana süregelen hayvancılık ve kasaplık mesleği, ailenin lezzet mirasına önemli katkılar sağlamış. Elâzığ halkının misafirperverliğiyle ünlü olması, toplu yemeklerde sıklıkla "Palu teşt”in tercih edilmesine neden oluyor. 

Bu eşsiz yemeğin hazırlanışı da oldukça özen gerektiriyor. Büyük bir bakır leğene, süt kuzusu veya çebiç (bir yaşını geçmemiş keçi yavrusu oğlak) eti özenle yerleştirilir. Yanına ise taze küçük domates, biber, arpacık soğan ve sarımsak eklenir. Tüm bu lezzetler 6 saat boyunca, ısının normalden az olduğu kara fırın koltuğunda pişiriliyor. Sinan Usta'ya göre, Hacı Şükrü Akbulut bu yemeğe "Palu teşt" adını vererek Elâzığ mutfağına özgün bir lezzet katmıştır.

Sinan Usta, "Ben kendime göre et uzmanıyım. Talip Hoca’m, siz yemeği tattınız, lezzetli mi ona siz karar verin. Ben sadece yemeği biraz daha kibarlaştırdım ve tabii ki daha farklı pişirdim." diyerek aile mirasını günümüz damak zevkine uygun hâle getirme çabasını dile getiriyor. Ben şahsen, Sinan Usta'nın hazırladığı bu geleneksel yemeği büyük bir keyifle yedim. 

Windyhill Hotel Elâzığ 

“Elâzığ'ın zirvesinde, eşsiz manzaralar eşliğinde Palu tava”

Elâzığ ziyaretimizde konakladığımız, kent nefes kesen manzaralarına hâkim bir tepede konumlanan Windyhill Hotel, ziyaretçilerine eşsiz bir konaklama deneyimi sunuyor. Sadece lüks bir konaklama değil, aynı zamanda sıcak bir misafirperverlik de vadeden otel, sahibi Hüseyin Dal’ın özenli ilgisiyle öne çıkıyor. Hüseyin Bey, diğer işletmelerde pek nadir görülen bir şekilde Elâzığ’ın meşhur lezzetlerinden Palu tava yemeğini bizzat hazırlatarak unutulmaz bir akşam yemeğinde bize eşlik etti.  
Otel bünyesindeki çeşitli restoran ve kafelerde, özenle seçilmiş lezzetler misafirleri bekliyor. Şeflerin maharetli elleriyle hazırlanan özellikle açık büfe kahvaltı, özel tarifler ve taze, yerel ürünlerle zenginleştirilen menü, damaklara unutulmaz bir yolculuk sunuyor. Doğayla iç içe, lüks bir ortamda keyifli anlar yaşamak isteyenler için Windyhill Hotel, tam da aradıkları adres. Muhteşem şehir manzarasına karşı keyifle vakit geçirebilecek otel, modern olanakları geleneksel Türk misafirperverliğiyle bir araya getirerekmkonuklarına ev sıcaklığında bir ortam sunuyor. Kapalı ve açık alanlarda sunulan birbirinden farklı aktiviteler sayesinde her yaştan misafir burada keyifli vakit geçirebilir. 

İkram Lokantası

Elâzığ Lokantacılar ve Tatlıcılar Esnaf Odası'nın deneyimli yöneticilerinden Erdal Oğuz'a ait İkram Lokantası, Elâzığ şehrinin vazgeçilmez lezzet duraklarından biri. Özellikle eşsiz döneriyle ün salmış olan lokanta, Elazığ Salçalı Köfte Festivali'ne de büyük katkılar sağlayan Erdal Bey'in özenli ellerinde şekilleniyor. Hatta festival sırasında bizi havalimanında karşılayarak şehrimizin sıcaklığını hissettiren de kendisi olmuştu.

1992 yılından beri Üniversite Mahallesi’nde hizmet veren İkram Lokantası, mütevazı bir mekânda sunduğu yaprak döner ve ızgara çeşitleriyle müşterilerine unutulmaz bir lezzet deneyimi yaşatıyor. Erdal Bey'in "Kalite tesadüf değil!” ilkesiyle hareket etmesi, lokantayı yıllardır aynı lezzet ve kalitede hizmet veren bir mekân hâline getirmiş.

Hünkârbey Lokantası 

Elâzığ’da adı salçalı köfteyle özdeşleşmiş bir sokakta bulunan Hünkârbey restoranı, bu lezzetin en güzel örneklerinden birini sunuyor. İlk kez tattığım ve tost makinesinden geçen salçalı köfte ekmeği, hem damaklarımda hem de gönlümde derin izler bıraktı. Fiyatının oldukça makul olması ise bu lezzeti daha da değerli kılıyor. Mekânın sahibi Ünal Er Bey ve ekibine, bu unutulmaz deneyimi yaşattıkları için teşekkür ederim.

Ocakta yavaş yavaş pişirilen her bir köfte, sadece lezzetli bir atıştırmalık olmanın ötesinde, Elâzığ kültürünün ve geleneklerinin bir yansıması gibiydi. Taptaze ekmeğin içinde gizlenmiş bu lezzet, sanki şehrin tarihini ve insanlarını anlatıyor. Hünkârbey restoranının bir şubesi daha olması, bu eşsiz lezzete ulaşmak isteyen herkes için ayrı bir mutluluk kaynağı.