İnsanın bir hayat boyu beraber olacağı eşini seçmesi, elbette son dece önemli ve hayati bir iştir. Kişinin bir ömür boyu mutlu ya da mutsuz olmasını beraberinde getirecek olan böylesine belirleyici bir seçim, basit ve geçici duygulara mahkûm edilecek sıradan bir mesele değildir. İnsanların geleceği ile ilgili olan eş seçimi gibi önemli bir aşamanın, sıhhatli bir şekilde aşılması için, İslâm Dinî diğer konularda olduğu gibi bu konuda da, hem anne ve babalara hem de birbirlerine eş olacak erkek ve kıza, bir takım tavsiyelerde ve uyarılarda bulunmuştur. Eğer bu tavsiyeler, nazarı dikkate alınırsa mutlu bir yaşantı olacaktır. Aksi takdirde bedbahtlığa, mutsuzluğa atılan bir adım olacaktır.
İslâm Dinî evlilik konusuna büyük bir titizlikle yaklaşır. Çünkü İslâm’da evlilik, sağlam ve ahlâklı bir toplum düzeni kurmayı hedefler. Sağlam ve ahlâklı bir toplum da ancak evliliğin köşe taşları olan eşlerin uyumuyla gerçekleşir. Bu sebeple İslâm’da evliliklerde doğru eş seçimi ve eşler arasındaki denklik büyük önem taşır. Bu sebeple eş seçiminde doğru ve yanlış kıstasların önceden bilinmesi çok önemlidir. Peygamberimiz; insanların eş adaylarında aradıkları doğru ve yanlış vasıfları ve doğru vasfın hangisi olması gerektiğini bir hadis-i şerifinde şöyle beyan etmiştir: “Kadın (erkek, ekseriyetle) dört şey için nikâhlanır: Güzelliği, malı, soyu ve dindarlığı. Sen Dindar/ahlâklı olanı seç de huzur bul/mutlu ol. “ buyurur.1 Hadis, oldukça kapsamlı bir hususu net ifadelerle özetlemiş ve önemli bir problemin çözümüne ışık tutmuştur. Çünkü evlilikten asıl gaye, eşlerin Allah’ın rızâsını kazanmakta yardımlaşmaları, Efendimizin sünnetine uymaları ve böylelikle dünya ve âhiret saadetini, dünya ve âhiret birlikteliğini temin etmeleridir.
İslâm, evlenip yuva kuracağımız eşi seçerken bazı hususlara dikkat etmemizi istemektedir. Eşini seçerken güzelliğinden, soyundan ve malından çok dindarlığına ve iyi ahlâk sahibi olmasına dikkat etmemizi öğütlemektedir. Son dönemlerde ise bunların içinde en az rağbet göreni dindarlık olmuştur. Adaylar her şeyden önce en iyi eşi değil, en uygun adayı araştırmalıdır. Seçim esnasında ise en önemli kriter, denklik olmalıdır. Bir de en iyi eşi arayanlar, kendilerinin aradıklarına ne kadar uygun olup olmadığını da düşünmek durumundadırlar. Foster Wood, “Evlilikte başarı aranan kişiyi bulmakla değil aranan kişi olmakla elde edilir” demektedir.
Evlilikte gerçekçi olanlar, hayatın gerçekleriyle yüzleşirler ve çoğu zaman mutlu olurlar, hayalci olanları ise büyük bir hayal kırıklığı beklemektedir. Evlenmenin yararlarının yanısıra beraberinde getireceği sorumlulukları da vardır. Hele bir de gelişi güzel uygunsuz bir evlilik yapılmışsa, kişinin ağzının tadı bozulur, hayatı çekilmez olur. Onun için insan hayatında en çok dikkat edilmesi gereken olay, evlenmektir. Mutlu bir evlilik yapmak için aile yuvası kurmaya çok iyi hazırlanmak gerekir. Daha doğrusu ana-baba çocuğunu evliliğe iyi hazırlamalıdır. Her şeyden önce büyümekte olan çocuklarına, evlilik hayatlarında kendileri iyi örnek olmalıdırlar. Evlilik saadetini zedeleyici olumsuz davranışlardan kaçınmalıdırlar. Çünkü çocuklarının en çok taklit edeceği ve yolundan gideceği kimseler ana ve babalandır; onların huylarını alırlar. Çocuklarına evlilik kurallarını, sorumluluklarını ve karı koca ilişkilerini öğretirken onlara canlı bir örnek olmaları gerekir.