Bir önceki yazımda neden Rusya’nın Türkiye’yi Suriye’de Şam ile görüşmelere ara buluculuk yaparak oyaladığını düşündüğümü yazacağımı söylemiştim. Şimdi bu görüşümün sebeplerini anlatayım.

Türkiye’nin Suriye’deki öncelikleri nedir?

Birincisi; Suriye’deki YPG terör örgütüyle mücadeledir. İkincisi; Suriyeli sığınmacıların Suriye’ye geri dönüşüdür. Üçüncüsü de Suriye’de siyasi sürecin işlemesi ve Suriye’ye barışın gelmesidir.

Rusya, bu üç hedef bağlamında Türkiye’nin karşısında durmaktadır.

  1. 2019 yılında Abdullah Öcalan’ın manevi evladı Mazlum Abdi ile Esed rejimi arasında anlaşma imzalandı. O günden beri Rus ordusu, YPG’yi Türkiye’ye karşı koruyor. Hatta Türkiye’yi üç kere YPG’ye karşı askerî harekât düzenlemekten caydırdı.
  2. Rusya, Suriye’ye müdahale ettikten sonra Türkiye’ye yönelik önemli göç dalgaları yaşandı. Rusya, Suriyeli muhaliflerin bölgelerini adım adım yok edip milyonlarca sivili Türkiye sınırına tahliye etti. 2020 yılında Türkiye’ye 2 ila 3 milyon arasında Suriyeli sığınmacı daha gönderecekti ki TSK bir gecede 34 ama toplamında 60’ın üzerinde şehit vererek bunu engelledi ve Rusya’yı İdlib Mutabakatı’na zorladı.
  3. Suriye’de siyasi çözüm için Türkiye, İran ve Rusya garantörlüğünde “Anayasa Komitesi” kuruldu. Aradan yıllar geçti ama hiçbir ilerleme kaydedilemedi. Rusya, İran ile “iyi polis-kötü polis”i oynayarak yeni anayasa yazım sürecini tıkadı.

Bir yandan Rusya, Türkiye’nin Suriye’deki üç temel hedefi için engelken diğer yandan da Ankara-Şam görüşmelerinin zamanlamasına dikkat edilmelidir. İlk üst düzey temas ve ilk kamuoyuna açık diplomatik angajman ne zaman başladı?

Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle başı belaya girmesiyle başladı. Rusya güçlüyken ve Ukrayna gibi çok yüksek maliyetli bir savaşa odaklanmamışken Ankara ile Şam’ı bir araya getirmedi. Ne zaman zora düştü, o zaman buna yöneldi.

Rusya, Türkiye’nin Suriye’de yeni bir askerî harekât düzenlemesini istemiyor ve Ukrayna yokken Türkiye’nin İdlib’de, Libya’da ve Karabağ’da (Rusya’nın) belini bükmeyi başardığını biliyor.

Türkiye’nin Suriye’ye yeni bir askerî harekât düzenlemeyeceği anlaşılınca, Ankara ile Şam arasındaki görüşmeler tıkandı. Bir senelik sessizliğin ardından Rusya tekrar devreye girdi ve Irak’ın da yardımıyla, Esed rejiminin “Türk askeri çekilsin, Türkiye teröristlere [Suriye muhalefetini kastediyor] desteğini kessin.” ön şartını, bir şarta dönüştürdü ve olumlu açıklamalar yaptı.

Şam tarafından gelen açıklamalar birdenbire olmadı. En iyi ihtimalle bile yıllar sürebilecek müzakere sürecinin yeniden canlanmasının altında iki sebep yattığını düşünüyorum.

Birinci sebep; Türkiye ile ABD arasındaki yeni ivme, Rusya’yı tedirgin ediyor. Eğer Türkiye ile ABD Suriye’de anlaşırsalar bu, Rusya’yı çok zorlayacaktır. Ne var ki ABD, YPG’den ısrarla vazgeçmeyerek Rusya’nın ekmeğine yağ sürüyor.

İkinci sebep; ABD’deki seçimlerdir. Trump’ın iktidara gelmesi muhtemelken Rusya zaman kazanmak istiyor. Eğer Trump seçilirse Rusya muhtemelen Ukrayna’da rahatlayacaktır. Suriye’de ise Trump’ın aniden çekilmesi büyük bir olasılık olarak karşımıza çıkıyor. ABD’nin Suriye’den geri çekilmesi Türkiye ile koordineli bir şekilde yapılmazsa Rusya, Suriye dosyasını zaferle kapatabileceğini biliyor.