Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde kullanmaları için verilen kılıçları, tören biter bitmez havaya kaldıran bir grup teğmen siyasi slogan atmıştı.
Ne demişlerdi?
''Mustafa Kemal'in askerleriyiz.''
Peki, attıkları slogan hangi siyasal partinin söylemidir?
Siz de biliyorsunuz ama yine de söyleyeyim ben, CHP'nin.
Bu ülkede tüm zamanlarda darbe girişimlerinin, demokrasiye müdahalenin arkasında, yanında, yöresinde hep CHP olagelmiştir. Tabii ''our boys'' söylemini de unutmuyoruz. Onlar, kimin 'çocukları' olduklarını her zaman göstermişlerdir.
Askerlik, disiplin üzerine inşa edilmiş bir meslek ve yaşam biçimidir.
Bundan tam 2 bin yıl önce ilk modern kara ordusunu kuran Mete Han'ın hikâyesini, araştırıp okumanızı tavsiye ederim.
Başka mesleklerde itaatsizlik ve disiplinsizliğin bedeli daha hafif olabilir. Ama askerlikteki disiplinsizlik ve emre itaatsizlik, vatan topraklarının istila edilmesine yol açabilir.
O sebeple mutlak disiplin ve itaat isteyen bir meslektir askerlik.
Türk Milleti'nin Mustafa Kemal ile sorunu yoktur.
Herkes kabul eder ve saygı duyar ki bizim kurucumuzdur.
Bu ayrıştırmanın sebebi nedir?
Mustafa Kemal gün gelir, darbeciler tarafından kullanılır. Gün gelir, hiç alakası olmayan meselelerde CHP zihniyetine sahip kişiler tarafından kullanılır.
15 Temmuz dâhil tüm darbe ve darbe girişimlerinde hep Atatürk kullanılmadı mı?
Burada da kullanılıyor olamaz mı?
En önemli ayrıntılardan birisi de mezun olmuş teğmenler, ailelerinin yanına koşmak yerine neden bir arada toplanıp sonra böyle bir eyleme girişiyorlar?
Görüldüğü gibi, sorular içinde birçok bilinmez var.
Ayrıca konu değerlendirilirken Talat Aydemir'in, Harp Okulu öğrencileri ile başarısız darbe girişimi sonrasında başına gelenleri birileri hatırlamalı. Talat Aydemir ile birlikte hareket eden öğrencilerin akıbetini, sanırım bu mezuniyet törenine katılan öğrencilere komutanları öğretmiştir.
CIA'nın Kapadokya paylaşımı ile ilgisi var mı?
30 Ağustos tarihinde, CIA'nın sitesinden Kapadokya paylaşımı yapıldı.
Erken dönem Hristiyanları Ürgüp, Nevşehir, Derinkuyu gibi bölgelerde yer altı şehirleri inşa ederek Bizans'ın saldırılarından kaçmışlardı.
FETÖ Elebaşısı Gülen ise 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde ''Kapadokya sakinlerine sesleniyorum, serkarlara sesleniyorum.” diyerek yıllarda yeraltında saklanmış örgüt üyelerine sesleniyordu.
Nitekim bir süre sonra da darbe girişimi oldu.
FETÖ de CIA'nın elemanlarından oluşan yapı olduğu için olayı, bu çerçevede de değerlendirip araştırmak yerinde olacaktır.
Akıldan çıkarmamak gerekir ki Türkiye hedef ülke. Ya bizi tamamen etkileri altına alacaklar ya da biz onların bize etki edemeyecekleri kadar güçlü ve tam bağımsız olacağız.
Siz hangisini seçersiniz? ABD'nin tamamen etkisi altında gizli ya da açık bir manda ile yönetilen Türkiye'yi mi yoksa emperyalist güçlerin etki edemeyeceği tam bağımsız güçlü bir Türkiye'yi mi?
İşte şu an yapılan siyasal mücadelenin temelinde bunlar var.
Büyük Aile Buluşması
LGBT karşısında 2022 yılında Sırbistan'da, dünyaya umut veren gelişmeler yaşandı. Bir Avrupa ülkesi olan Sırbistan'da, küresel bir dayatma olan LGBT'ye karşı tepkiler yükselmeye başladı.
Anne, baba ve çocuklardan oluşan çekirdek aileler, 2023 yılında Belgrad'da, dünyadaki çocuk ve gençleri hedef alan, aile kurumunun baş düşmanı LGBT'ye karşı "Aile Onur Yürüyüşü" gerçekleştirdi.
Özellikle Müslüman olmayan bir Avrupa ülkesi olması nedeniyle Sırbistan'ın bu tehlike ve tehdidi görmesi son derece anlamlıydı.
Ardından Türkiye'de her daim yüksek olan tepkiler de "Büyük Aile Buluşması" adı altında hayat buldu ve devam ediyor.
Aile kurumunun karşısında, aileyi bir engel ve sorun alanı olarak tanımlamayan ve topluma karşı “LGBT birey”ciliğini savunan yaklaşımlara karşı, Türkiye'den büyük bir meydan okuma olarak yükseldi bu buluşmalar.
CHP'li belediyeler ve HDP'nin, topyekûn LGBT’nin onur yürüyüşlerine destek olduğu bir siyasi muhalefet, Türkiye'nin bugünkü şansızlıklarından birisidir.
Merak ediyorum, Atatürk ve hatta İsmet İnönü, bugün CHP'nin başında olsalardı bu LGBT konusunda nasıl tutum alırlardı? Türk ailesi, gençleri veya çocuklarının yanında mı olurlardı yoksa LGBT'nin dümen suyuna takılıp giderler miydi?
Benim buna verecek bir cevabım var ama önemli olan CHP'nin ne cevap vereceğidir.
HDP'ye gelince, Kandil’de çocuk istismarcılarına alan açan bir siyasi partiden LGBT karşıtı bir tutum bekleyemeyiz ama özellikle muhafazakâr Kürtlerin HDP'ye karşı bu konuda gösterdiği tolerans da anlaşılması zor bir konuya dönüştü.
Bize düşen, LGBT buluşmalarına karşın "Dursun Bu Hayâsızca Akın" diyebilenlerden olmaktır.