İslâm’ın temeli, Allah’ın varlığını anlamak ve O’ndan başka hiçbir İlah olmadığını kavramaktır. Kur’an’da şöyle ifade edilir: “Sizin İlahınız tek bir İlahtır; O’ndan başka İlah yoktur” (Bakara, 2/163) İslam dini, bu en büyük gerçeğin bir insanın tüm hayatına hâkim olması, tüm yaşamını bu gerçeğe göre yaşaması demektir. Bu açıdan Yüce Allah: “Yalnız Rabbine yönel” (İnşirah, 94/8) buyurur. Tabii ki, mü’minler sadece Yüce Allah’a yönelirler ve sadece ona kulluk yaparlar ve yapmalıdırlar. Çünkü insanlar Allah’a kulluk/ibadet için yaratılmıştır. Allah Teâlâ bu gerçeği Kur’ân-ı Kerim’de şöyle bildirmektedir: “Ben cinleri ve insanları, ancak Bana kulluk/ibadet etsinler diye yarattım. (Zariyat,51/ 56) Allah Teâlâ’ya kulluk yapmak için yaratılan insan, bu temel görevini yerine getirirse dünyada da âhirette de huzur ve mutluluğa kavuşur. “İman eden ve sâlih amel işleyenler (güzel davranış sergileyenler) için güzel bir gelecek ve mutluluk vardır.” (Ra’d,13/29) Görüldüğü gibi âyette, güzel bir gelecek ve mutluluğun, iman edip güzel işler yapanların, Samimiyetle Allah’a yönelenlerin, O’na kulluk yapanların olacağı belirtilmektedir.

Hayat Bir İmtihan Dünya imtihan yeridir. Müslüman, hayatının her aşamasında, Allah’ın karşısına bir deneme olarak çıkardığı tüm olaylarda, olayların, kişilerin veya sebeplerin ayrıntılarına takılıp kalmayı değil, Allah’a yönelmeyi hedefler. Allah’a kulluk yapmak için yaratılan insan, bu kulluk görevlerini yerine getirip getirmediğinin tespiti için imtihana tâbi tutulmuştur. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “O, hanginizin daha güzel iş yapacağını imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratandır.” (Mülk, 67/2) İnsanlar, hayat boyunca çeşitli şekilde imtihan olmaktadır. Kur’an’da bu denemelerin hayırla olduğu gibi şerle, sevinç ve üzüntülerle de olabileceği bildirilmektedir: “Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz.” (Enbiya, 21/ 34–35) İmtihan deyince hastalık, fakirlik, ölüm gibi acı şeyler akla gelir. Ancak imtihan sadece bunlar değildir. İnsan, sıhhat, zenginlik ve rahatlık ile de imtihan edilir. Ayetlerde haber verildiği gibi insan her türlü olayla, sevinç ve üzüntülerle denenebilir. “Andolsun ki sizi biraz korku, açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile imtihan eder, deneriz.

(Ey Peygamber!) Sabırlı davrananları müjdele.” (Bakara, 2/155) Dünya hayatı imtihandan ibarettir. İnsanlar bu geçici dünyada sadece ve sadece imtihan için var olduklarını unutmamalıdır. Yaratılış gayemiz Allah’a kulluktur. Yüce Allah şöyle buyurur: “Kim Allah’a ve Rasûlü’ne itaat ederse ve Allah’tan korkup emirlerine uygun yaşarsa (inanç, ibadet ve güzel ahlak sahibi olursa) ‘kurtuluşa ve mutluluğa’ erenler bunlardır.” (Nur, 24/ 52) Allah’ın Rızasına Yönelmek Bir Müslüman için hayatta en büyük hedef Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır. Allah’ın rızasını kazanmak da ancak ihlâsla/samimiyetle mümkün olur. İhlâs, insanların lüzumsuz ve geçici iltifatına Allah’ın rızasını/hoşnutluğunu tercih etmektir. Yani, ihlâs her işte temel öğedir. İhlâssız yapılan işlerin Allah katında hiçbir değeri, önemi yoktur. (Müslim, İmâre. 152) Allah indinde önemi ve sevabı olan ameller Allah rızası için yapılan amellerdir. “O halde Allah’a, O’nun dinine ihlâslı (gönülden bağlı) olarak kulluk et. İyi bilin ki hâlis din, yalnız Allah’ındır.” (Zümer, 39/2–3) “Rabbi İbrâhim’e “Müslüman ol!” dediğinde, “Âlemlerin rabbine teslim oldum, Müslüman oldum” (Bakara, 2/131) diyerek bu davete icabet etmiştir.

Salih müminler Allah’a teslim olan, İslâm’ı yaşayan, ihlâs sahibi kimselerdir. Allah bu insanları “Müslüman” ismiyle şereflendirmiştir. “Gerçek şu ki, İbrahim (tek başına) bir ümmetti; Allah’a gönülden yönelip itaat eden bir muvahhiddi ve o müşriklerden değildi.” (Nahl, 16/ 120) İyi bir kul olmak için, Allah’ın rızasına yönelmek gerekir. “Alla’ın onlardan (ihlâslı/samimi Müslümanlardan) razı olması asıl başarı ve mutluluk budur.” (Tevbe, 9/ 7) Bu sebeple bir Müslüman, “ne yaparsam Allah beni sever” anlayışı içersinde olmalıdır. Samimiyetle Allah’a yönelen kişi dünya ve ahrette mutlu ve huzurlu bir hayat yaşar!