Birleşmiş Milletler 1992 yılında aldığı bir kararla 3 Aralık tarihini Uluslararası Engelliler Günü olarak kutlanmasına karar vermiş ve her yıl çeşitli etkinlikler ile üye ülkeler tarafından kutlanmaktadır. Buna ek olarak Birleşmiş Milletlere üye 156 devletin aynı tarihte yani 10-16 Mayısta kutladığı Engelliler Haftası vardır.

Dünya Engelliler Günü ve Engelliler Haftası boyunca Türkiye’de ve dünyada; engellilik sorunu, engelliliğin önlenmesi ve engellilerin eğitimi konusu üstünde durulur. Radyo ve televizyonda konu ile ilgili programlar yayınlanır. Okullarda her gün ayrı bir engellilik konusu işlenir. Bu önemli gün, engelli insanları anlayabilmek açısından oldukça büyük öneme sahip.

Çünkü gündelik hayatta karşılaştıkları sorunlar sadece engellilerin değil, hepimizin sorunudur. 3 Aralık’ın Dünya Engelliler Günü ve 10-16 Mayısta Engelliler Haftası  olarak kutlanması elbette ki çok önemli, ancak engelli bireyleri sadece yılda bir gün ya da bir hafta hatırlamak ve sonrasında unutmak doğru bir yaklaşım olmaz. Engelli bireyler için maddî ve mânevî ne yapılması gerekiyorsa onları yapmak çok önemlidir.

Topluma Tavsiyeler

• Bir engelli gördüğünüzde onlara uzun süre bakmayın. Acıyarak, “ah, vah” demeyin, üzüldüyseniz bile üzüntünüzü belli etmemeye çalışın. Onların yanlarında “bu daha çocuk, çok güzelmiş çok yazık” demeyin. Annesine hitaben “bu çocuğa nasıl katlanıyorsun, çok zor, nasıl dayanıyorsun?” demeyin. Bu tür sözlerle daha çok üzünteye sebep olduğunuzu bilin. Bu sebeple engellilere ve engelli yakınlarına daha duyarlı olun. Anne ve babalar; sağlıklı olan çocuklarının, engelli olan çocuklara nasıl davranmaları gerektiği konusunda onları eğitmeleri gerekir. Zira çocuklar, engelli çocuklara nasıl davranacağını bilmediği için, onlarla alay ediyorlar ve olumsuz davranışlar sergileyerek, onları çok üzüyorlar. Okulda, hastanede, toplu taşımada, parkta engellilere öncelik verilmelidir. O açıdan anne-babalar, çocuklarını duyarlı bir şekilde yetiştirmelidir.

• Toplumun engelli kimselerinin çektikleri sıkıntı ve dertlerinin bir o kadarını, onların yakınları da çekmektedir. Dolayısıyla bir kişinin derdi bir toplumu ilgilendirmektedir.

• Engellilere rahatsız edecek bir şekilde uzun süre bakmamak gerekir. Engelli çocuklara farklı gözle bakılması, acınması, küçümsenmesi hem engelli bireyi hem de ailesini üzmektedir.

• Engellilere yönelik toplumsal duyarlılığın artırılması için gerek bireysel gerekse toplumsal düzeyde engellilikle ilgili farkındalığın artırılması gerekmektedir.

• Engellileri topluma kazandırmanın üç basamağı bulunmaktadır:

1. Ağır bir stres ve yük altında bulunan ailelerin sıkıntılarının hafifletilmesi.

2. Engellinin de yaşama hakkının olduğu, ayrıca diğer sosyal imkânlardan da yararlanması gerektiği bilincinin geliştirilmesi.