Anne-Babanın Görevi
Aileler çocuklarını evlilik hususunda eğitmeli, onlara bu konuda gereken bilgiyi vermelidirler. Gelir kaynakları ve aile idaresi bakımından onları yönlendirmelidirler. Yuvalarını kuruncaya kadar onlara yardımcı olmalıdırlar. Yeni yuvalarında çocuklarının mutlu olması kendilerini de mutlu eder. Büyükler özellikle çocuklarının huyunu güzelleştirmeye özen göstermeliler. Kendileri de güzel huyları ile onlara, güzel örnek olmalılar. Çünkü evlenince, eşleri ile güzel geçinmeleri, güzel huylu olmalarına bağlıdır. Huy güzelliği eşleri birbirine bağlayan özelliklerin başında gelir. Evlilik hayatındaki mutlulukları da huylarının güzelliği ile orantılıdır. Gençler de büyüklerin teşvikiyle çok çalışmalılar. Hem şahsiyet ve bilgi bakımından hem de de mali yönden evliliğe iyi hazırlanmalılar. Çünkü evlilik hayatındaki başarıları buna bağlıdır. “Yüzü güzelden usanılır, huyu güzelden usanılmaz.” Evlenmeye aday kızlar da kadınlık sanatını iyi öğrenmeliler. Büyüklerinden, hocalarından ve bu konuda yazılmış kitaplardan evlilik hususunda gereken bilgiyi almalılar. Çünkü evlilik sonrası rahat ve huzurları, evlenmeden önce eşlerinin iyi hazırlanmalarına bağlıdır. Aile idaresini iyi bilmeyen erkek ve kadınlık sanatını iyi bilmeyen kadın, evlilik hayatında gerçek anlamda mutlu olamaz. Dolayısıyla evlenecek gençler, evlilik hayatında mutlu ve huzurlu olmak istiyorlarsa, evlilik ve güzel geçimle ilgili bilgileri edinmeleri gerekir.
Evlilikte Gönül Rızâsı Olmalı
“Gönül istemeyen aş, ya karın ağrıtır ya da baş” şekilinde bir atasözümüz vardır. Her şeyin en güzeli, istekle olanıdır. Başkalarının zoruyla olan evliliğin çok uzun olmayacağı aşikârdır. Hz. Peygamber’in amcası Abbas’ın oğlu Abdullah (r.a) şöyle anlatır: “Bakire bir kız, Rasûlullah Efendimizin yanına gelerek, istemediği hâlde babasının kendisini birine nikâhladığını söyleyince kıza: “O adamla evlenmek istemiyorsan nikâh akdini bozabilirsin.” dedi.2 Ebu Hureyre (r.a)’den rivayet olunan bir hadiste de Rasulü Ekrem (s.a.v) şöyle buyurur: “Dul kadınlar, rızâsı alınmadan evlendirilemez. Bakire kızların da rızası alınmalıdır. Kızlar istekli oldukları hâlde utanır da susarlarsa, susmaları evlenmeye razı olduklarına işarettir.” 3 Büyükler, şayet istekleri yoksa gençleri evlenmeye zorlamamalı; hele hele istemedikleri kimseyle asla evlenmeye zorlamamalılar. Zorla kurulan evlilikler eşlere mutluluk getirmez. Sevmediği kişi ile insan nasıl bir ömür boyu hayat arkadaşlığı yapabilir? Böyle evlilikler onlara ömür boyu azap vesilesi olur. Bu açıdan gençleri asla zorla evlendirmeye çalışmamalı ve baskı yapılmamalıdır.
Eş Seçiminde İtinalı Olmalı
Mutlu bir aile yuvası kurabilmek için eş seçmede çok dikkatli davranmalıdırlar. Çünkü evlilik ömürde bir kez olması gereken olaylardandır. “Anlaşamazsam, boşanır başka biriyle evlenirim” diyen eşler genellikle mutlu bir aile yuvası kuramazlar. Hz. Peygamber (s.a.v.) bu hususta: “Evlenirken eşinizi seçmede çok dikkatli olun, denginizle evlenin. Çocuklarınızı da dengiyle evlendirin. Çünkü damar (huy ve karakter) soya çeker” 4 buyurmuştur. Herkes dengi ile evlenmelidir. Denklik evlilikte uyumu sağlamak için kabul edilmiş bir tedbirdir. Denklik her şeyden önce hayata bakış tarzında olmalıdır. Sonra da beden uyumunda ve maddî/mânevî imkânlarda aranmalıdır. Uçuk farklara rağmen yapılan evlilikler olumlu sonuç vermeyebilir. Bu sebeple eşler birbirlerine Din, akıl, fikir, kültür eğitim, güzel ahlâk ve maddî imkân, yaş, adet gelenek ve diğer tüm noktalardan yakın olan birini seçmelidir. Birbirine en yakın olan insanların en iyi şekilde anlaşmaları ve mutlu olmaları mümkün olur. Bu nedenle eşler, birbirlerini görüp tanımalıdır.