Hem dünya hem de âhirette mutlu olabilmenin en önemli yolu, dünya ve âhiret dengesini kurmadaki başarımıza bağlıdır. Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurur: “Sizin hayırlınız; ne dünyasını âhireti için, ne de ahiretini dünyası için terk edendir. Her ikisi için de çalışandır.” Dünya ve ahirette Mutlu ve huzurlu olmak için şu hususları yerine getirmek gerekir:

1.Öncelikle mutlu olmayı istemeli, 2.Sağlıklı olmalı (beden ve ruh sağlığına dikkat etmeli), 3.Yaratılış gayesini bilmeli ve ona uygun yaşamaya gayret etmeli, 4.Dünya hayatının imtihan hayatı olduğunu unutmamalı, 5.İnanç ve ibadet görevlerini yerine getirmeli, 6.Güzel huylu olmalı, 7.Ahlâkî vazifeleri yerine getirmeli, 8.İradesi kuvvetli olmalı, Bilgi sahibi olmalı, Kimseye muhtaç olmayacak kadar bir geliri olmalı, Dünya ve âhirette mutlu, huzurlu olmak için çalışmalı ve duâ etmeli, 12 Mutlu bir aile yuvasını oluşturmaya gayret etmeli. (Eşler arasındaki mutluluğun formülü 6 S’de gizlidir. Sevgi, saygı, sadakat, sorumluluk, sabır ve sağlıklı cinsî hayat) Mal mülk hırsına kapılmamalı, Kanaat sahibi olmalı (elindekiyle yetinebilmeli), İsraftan kaçınmalı, Gururlu, kibirli ve inatçı olmamalı, Haline şükretmeli, 18.Zorluklarla karşılaştığında sabretmeli, Ümit içersinde olmalı, Yersiz korkulara kapılmamalı, aşırı üzüntü ve karamsarlıktan sakınmalı, Hayata olumlu bakmalı, bardağın dolu tarafını da görmeli, (çünkü güzel gören, güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır, mutlu huzurlu olur.)

Cömert olmalı, insanlara iyilik yapmalı, Ufak şeyleri dert edinmemeli, Başarı için azimli, kararlı olmalı ve gayret etmeli, Başarılı ve iyi kişileri model almalı, Hayatı güzel ve anlamlı yaşamalı, Anı en güzel şekilde yaşamalı, her an doğru olan, ne ise onu yapmalı, Tatlı dilli, güler yüzlü olmalı, Doğru, dürüst, sevecen ve samimi olmalı, İyi giyinmeli, temiz ve tertipli olmalı, Vefa, sadakat ve adaletli olmalı, Kazancın helâl olmasına çok dikkat etmeli, Tevekkül sahibi olmalı (tevekkül, sebepleri yerine getirdikten sonra neticeleri Allah’tan beklemektir), İstişâre/danışma ve tevazu içinde olmalı, Çevreye güler yüz, sevgi, bilgi, tecrübe, hürmet, hizmet, ikram saçmalı, Doğayla iç içe olmalı, zaman zaman eşi ve çocuklarıyla tatil ve piknik yapmalı, Spor yapmalı, böylece bedenini ve zihnini zinde tutmalı, İçki, kumar, zina, haksızlık, ahlâksızlık, hırsızlık, kıskançlık, cimrilik, israf, gıybet, dedikodu, iftira ve yalan gibi kötü davranışlardan uzak durmalı, Tövbe etmeli, öz-eleştiri yapmalı, hatalarını düzeltmeli, Çalışkanlık, dayanışma, adalet ve paylaşım bilinci içerisinde olmalı, Empati yapmalı (kendisini karşısındakinin yerine koymalı), kendisi için istediğini başkası için de istemeli, Önyargıdan uzak, hoşgörülü (esnek) olmalı, Vaktini boşa geçirmeyip, dünya ve ahirette yarar sağlayacak bir şeyle meşgul olmalı, Sözünde durmalı, İnsanlarla iyi geçinmelidir. Bu gibi güzel davranışlar kişiyi mutlu, huzurlu eder. Kötü davranışlar da kişinin mutsuz, huzursuz olmasına sebep olur.

Dolayısıyla mutluluk, doğru olan şeyi yapmanın bir mükâfatıdır. Mutsuzluk, huzursuzluk ise günah işlemenin (kötü işler yapmanın) bir cezasıdır. İslâmî anlayış ve yaşayışın dışındaki anlayışlar, gerçek anlamda başarı ve mutluluk getiremez. Dünya ve âhirette mutlu, huzurlu olmak için, yaşadığımız ânı en güzel şekilde yaşamalıyız. Her an, doğru olan ne ise, onu yapmalıyız. Ne mutlu dünya ve âhiret saâdeti için gereğini yapmaya gayret edenlere!