Olimpiyatlar konusunda hayretler içindeyim… Benden başka bu konuyu yazan yok! Kendi kendime sormadan edemiyorum, meslektaşlarımız neden dünyadan bu kadar uzak? CHP’li belediye reisleri olimpiyat sevdası ile sarhoş olmuşken olimpiyat-kent ilişkisini sorgulamakta neden bu kadar isteksizler?

Ekrem İmamoğlu ile beraber gezen gazeteciler, diğer CHP’liler ile röportaj yapanlar… Birinin de aklına gelmiyor mu “Olimpiyatların kente etkisini araştırdınız mı?” diye sormak? Ekrem Bey, kendini alkışlayanlar dışındakileri takip ediyor mu bilmiyorum ama ben bir İstanbullu olarak kendi köşemden ısrarla sormaya devam edeceğim.

SPONSORLAR KİM?

Son yazımda aynen şunları söylemiştim: CHP’nin olimpiyat konusundaki tavrını bilgisizliğe bağlıyorum. Ama işin arkasında danışman firmaların ve müteahhitlerin kâr hırsının olduğunu düşünenler de çıkacaktır. Çünkü uzmanlara göre olimpiyatları en keskin şekilde destekleyen, hatta şehirleri yanlış raporlar ile manipüle edenlerin başında para kazanma derdinde olan danışmanlık şirketleri var. Onların en büyük destekçisi ise büyük inşaat projelerinin peşinde koşan inşaat şirketleri.

Daha yazının mürekkebi kurumadan Murat Ongun’dan itiraf gibi bir açıklama geldi. Ongun, “Paris’teki tanıtımların parasını İBB ödemedi, sponsorlar ödedi.” dedi. Şimdi hepimiz bu sponsorların hangi şirketler olduğunu, bu işe neden bu kadar para yatırdıklarını merak ediyoruz. Sponsorların arasında inşaat firmaları, proje ajansları da var mı? Olimpiyat konusunda nasıl bir lobi çalışıyor? Halkın bunları bilmeye hakkı olduğunu düşünüyorum.

DEAŞ’I NATO EĞİTMİŞ

Batılı ana akım medya ve sosyal medya şirketleri o denli güçlüler ki bilgi tekelini büyük oranda ellerinde tutuyorlar. Neyin doğru neyin yanlış olduğuna da onlar karar veriyor, neyin önemli haber olduğuna da… Bir skandala “skandal” denilebilmesinin yolu da onların onayından geçiyor.

2017’de Manchester’da gerçekleşen bombalı terör eyleminde 22 insan yaşamını yitirmişti. Mahkeme süreci devam ediyor. Zanlılardan biri, DEAŞ’lı terörist Abdulrauf Abdullah, duruşma sırasında korkunç bir itirafta bulundu, “Bizi Libya’da NATO eğitti.” dedi.

Mahkeme kayıtlarına geçen ifadelere göre, DEAŞ’lı teröristler NATO subaylarından silah ve bomba eğitimi almış. Bundan âlâ skandal olabilir mi?

Ancak İngiliz ana akım medyası olayı görmezden geldiği için dünyanın geri kalanı da görmüyor, duymuyor, konuşmuyor. NATO da kendini bir barış kurumu olarak pazarlamaya devam ediyor!

İNGİLİZ TİPİ ÖZGÜRLÜK

Dünyaya demokrasi ve fikir hürriyeti dersi veren İngiliz medyasının aslında ne kadar sansürcü ve tek sesli olduğunun bir başka örneği de dün ortaya çıktı. Zaman zaman bizim de referans verdiğimiz anlı şanlı The Economist dergisi, kapak fotoğrafında Filistin bayrağını sansürledi!

Dergi, kapak konusu olarak Bangladeş’teki ayaklanmaları seçmiş. Manşet: Bangladeş yeniden başlıyor. Batılılar, Bangladeş’teki turuncu devrimden memnun. Olaylar tam da istedikleri gibi gelişti; üniversitelerde başlayan gösteriler korkunç şiddet eylemlerine dönüştü ve seçilmiş başbakan ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Turuncu ayaklanmaya toplumsal meşruiyet kazandırmak için yer yer İsrail karşıtı sloganlar ve Filistin bayrakları da kullanılmıştı. Sonunda Batılılar ülkenin başına bizim Kemal Derviş benzeri bir vali atamayı başardılar.

The Economist de olaylar karşısında heyecanlanmış olmalı ki turuncu ayaklanmadan övgü ile söz ediyor. Ancak belli ki seçtiği kapak fotoğrafında yer alan Filistin bayrağı zorlarına gitmiş. Utanıp sıkılmadan orijinal fotoğrafı fotoşoplayıp Filistin bayrağını çıkarmışlar.

Stalin’in kendisine muhalefet etmeye kalkan Troçki’yi fotoğraflardan sildirmesi meşhurdur. Batılılar bu hikâyeyi yüz yıldır evire çevire anlatırlar. Şimdi çok daha beterini, hem de sistematik olarak, kendileri yapıyorlar. Sıradan bir basın sansürü vakası ile değil, Batı’da yükselen yeni tür faşizmin bir yansıması ile karşı karşıyayız.