Hepimizin malumu; casusluk örgütü FETÖ, 15 Temmuz 2016 yılında Türk milleti tarafından seçilen Erdoğan’ı devirmek istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı üzerine Türk milleti meydanlara çıktı. Hain darbe girişimi başarısız oldu.
12 Eylül 1980 darbesinde olduğu gibi, demokrasi şehidimiz merhum Başvekil Adnan Menderes’in yalanlarla 1960’ta idam edildiğinde arkasında emperyalist Batı ve ABD olduğu gibi; 15 Temmuz hain darbe girişiminin de arkasında ABD vardı.
ABD, çıkarları ile çelişen hangi ülke varsa güya oraya demokrasi götürüyor. O ülkenin halkının seçtiği hükûmeti indirerek kendi menfaatlerinin önünü açacak birini iktidara getiriyor.
Bunu geçmişte gördük.
Kenan Evren de Menderes sonrası iktidara getirilen askerî yönetim de ABD çıkarları için çalıştı.
15 Temmuz’un taşeronu FETÖ’nün elebaşısının da nerede korunduğunu biliyoruz.
Daha önce Venezuela lideri Nicolas Maduro’ya karşı ABD destekli bir darbe girişimi olmuş ancak başarılı olamamıştı.
Şimdi Bolivya’da da bir darbe girişimi oldu.
ABD’nin çocukları yine başarılı olamadı.
Devlet Başkanı Luis Arce halkı sokağa davet etti. Ardından binlerce kişi, ellerinde Bolivya bayraklarıyla Hükûmet Sarayı önündeki Plaza Murillo Meydanı'nda toplandı.
Arce, zırhlı araçlar ile askerî birliklerin meydandan çekilmesiyle başarısız olduğu görülen darbe girişiminin ardından Hükûmet Sarayı önünde toplanan kalabalığa seslendi. Arce, "Bolivya halkına çok teşekkürler. Yaşasın demokrasi!" diye konuştu.
Kalabalığa seslenen Devlet Başkanı Yardımcısı David Choquehuanca ise "Bolivya halkı, bir daha asla darbelere izin vermeyecek!" dedi.
Bolivya televizyonu tarafından yayınlanan görüntülerde Arce, sarayın koridorunda General Juan José Ziga ile tartışırken görüldü. Arce'nin General’e, "Ben senin başkomutanınım. Sana, askerlerini geri çekmeni emrediyorum. Bu itaatsizliğe izin vermeyeceğim!" diye çıkıştı.
Daha sonra darbeci general Juan Jose Ziga, Bolviya halkının önünde tutuklu olarak sergilendi.
Darbe girişiminin en önemli sebeplerinden birisinin Bolivya Devlet Başkanı Arce’nin 8 Haziran tarihinde Moskoya’yı ziyareti ederek BRİCS üyeliğini konuşması olduğu iddia ediliyor.
Ama, buradaki en önemli mesele 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Liderliğinde Türk Milleti’nin ABD uşağı hırsız ve çapulcu FETÖ’cülere karşı direnişinin ‘rol model’ olmasıdır.
Her ne kadar Türkiye’de de birilerinin emniyet içerisinde “acaba yine darbe yapabilir miyiz?” çabası olsa da darbe işinin artık kolay olmadığı anlaşılıyor.
ABD, artık kontrolü altına almak istediği ülkelere ‘demokrasi’ götürüyormuş gibi yapamayacak.
Türkiye’nin küreselcilerden kurtulunca başaracağı gibi Latin Amerika’da da ABD emperyalizminden kurtulan ülkeler kendi ayakları üzerinde duracaklar.
Kalkınacaklar.
Kendi kaynaklarını kendileri kullanacaklar.
Bizim de küreselcilerden kurtulunca yapacağımız gibi.
Üreteceğiz.
Zamanın ruhunu yakalayacağız.
Kalkınacağız.
Ve bileceğiz ki ABD ve Batı emperyalizmi bizim üretmemizi istemez. Ayağa kalkmamızı istemez. Biraz ileri gidersek iş birlikçilerini ‘dikte’ ettirirler ve bizi bir ‘kısır döngü’ içerisine sokarlar.
O sebeple Latin Amerika’da artık ABD’nin desteklediği darbecileri etkisiz hâle getirdiği gibi; ABD’nin ‘demokrasi’ götürüyormuş gibi sömürge devletler oluşturma dönemi bitiyor.
Emperyalist, küreselci yapıya karşı yeni bir dünya kuruluyor.
İşte bunun en önemli örneği Türkiye.
Venezuella…
Afrika…
Son olarak da Bolivya…
Artık, ABD ve genel olarak Batı emperyalizmine karşı, halklar uyanış hâlinde.
Kahrolsun ABD ve Batı emperyalizmi!
Yaşasın “Hakça” paylaşım ve “Adil” bir dünya düzeni.