İsrail can çekişiyor.

Yaklaşık bir yıldır, bir ayda yok edeceğini düşündüğü Hamas karşısında yarım adım bile öne geçemeyen İsrail ordusunun uçaklar, füzeler ve top atışlarıyla hastane ve okul binalarını yıkmak, kadın ve çocukları öldürmek ve cezaevlerindeki Filistinli esirlere tecavüz etmek dışında gerçek bir ordu ile hiçbir zaman savaşamayacağını bütün dünya anladı. Karşılarında eli silahlı Filistinli görünce altına kaçıran İsrail askerlerinin kıçına bez bağlanmış karikatürleri Batı ülkelerinde yayınlanıyor ve alay ediliyor.

İsrail’in Kanal 12 televizyonunun internet sitesinde emekli General Yitzhak Brik, ABD desteği olmadan İsrail’in savaşamayacağını yazdı; "İsrail ordusunun kendi başına ne bölgesel bir savaşa yanıt verecek ne ulusal altyapısını savunacak ne de İran, Hizbullah ve vekillerini yenecek bir gücü var." dedi.

İsrail can çekişiyor evet. Bahane ile Lübnan’a, İran’a, Hamas’ın yahut Hizbullah’ın yönetici isimlerine saldırması can çekişen bir bedenin ihtilaçlarından başka bir şey değil.

İsrail şu an dünyanın en nefret ettiği ülke hâline geldi ve artık ABD’de bile Yahudiler benzin istasyonlarından, lokantalardan kovulmaya başlandı. Milyarlarca dolar akıtarak yapılan algı oyunları da artık ters tepiyor. Yakında Amerika’daki yahut Avrupa’daki iş yerlerinin kapısına “Köpekler ve Yahudiler giremez!” levhaları asmaya başlayacak insanlar.

Çünkü göz görüyor, akıl işliyor; siyonistlerin, Evanjeliklerin, transhümanistlerin yok etmeye çalıştıkları ma‘şerî vicdan öldürülemez, yok edilemez.

Bir yıla yakın bir süredir on binlerce kadın, çocuk, yaşlı, genç öldürülmesine rağmen, Hamas hâlâ siyonist orduya kök söktürmeye devam ediyorsa, zayıflayan gücünü çok hızlı bir şekilde toparlıyorsa onların bu direniş azmini ve gücünü besleyen şeylerin başında İsrail’in ve tasmasını elinde tutanların “soykırım şehveti” olduğunu düşünüyorum. 

Çünkü o mücahitler “insan” nedir; varlık sistemindeki yeri nedir biliyorlar. Vicdan denilen şeyin bireysel olmadığını, tekil-tümel bir yapısı oluğunu biliyorlar.

Gazze’de, tünellerinde gün yüzünü sadece savaşmak için çıktığında görebilen Müslüman Hamas mücahitleri ile Filistin’de katledilen masum insanlar için gözyaşı döken Musevi Amerikalı arasında öz itibarıyla bir fark olmadığını, mutlak galibiyetin ise sadece bu öze ait olacağını biliyorlar.

Hamas bunu biliyor, inanıyor, savaşıyor!

Dünya bunu biliyor, inanıyor ve İsrail’den nefret ediyor!

Filistin, Gazze yalnız değil; yalnız olan İsrail ve işte bu yüzden İsrail can çekişiyor.

Bilen biliyor, bilmeyen de Tel Aviv sokaklarındaki protestolara bakıp “İsrail hâlâ halkı aydın olan bir demokrasidir.” diyen bizim tescilli salaklar gibi bir avuç mercimek zannediyor.

Çünkü kendilerini, yukarıdan beri arz etmeye çalıştığım ma‘şerî vicdanı halk eden öze dâhil hissetmiyorlar. Göbek bağı kopmuş ölü bir cenin gibi kendi ana toplumunu ve değerlerini zehirlemeye çalışıyorlar.

O yüzden Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD’ye, “Köpeğinin tasmasını tut!” deyince itiraz İsrail’den değil bizim tescilli salaklardan geliyor.

İsim zikretmiyorum; kişiselleştirmemek için değil çünkü kişilikleri yok. Bu yüzden, kişi değiller. 

İsim zikretmiyorum; çünkü zihniniz ve bu sayfalar o ölü ceninlerle kirlensin istemiyorum. 

Siz onlara kendi lisanınızla “mankurtlar” deyin, onlar kendi lisanlarında bunu “walking dead” olarak çevirsinler. 

Ve yürüyüp gitsinler, cehenneme kadar yolları var!